Hayata Kast Sebebiyle Boşanma Davası

19.11.2021
840
Hayata Kast Sebebiyle Boşanma Davası

Hayata kast sebebiyle boşanma davası Türk Medeni Kanun’un 162. maddesinde düzenlenmiş ve özel bir boşanma sebebi olarak kabul edilmiştir. Madde metninde üç farklı halin düzenlenmesi sebebi ile kapsamlı bir maddedir. Bu sebeple ilgili maddeye dayanan boşanma davalarında hal, şart ve delilin iyi bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. Biz de bu makalemizde bir özel boşanma sebebi olan hayata kastı değerlendireceğiz.

Kanunun bu davranışı mutlak bir boşanma sebebi saydığını da belirtmek gerekir. Elbette fiilin hüküm ifade edebilmesi için tüm yargı işlemlerinde olduğu gibi ispat edilebilmesi gerekir. İspat sağlanırsa da artık davaya bakmakta olan aile mahkemesi hakiminin davayı reddederek evlilik birliğinin devamına karar vermesi mümkün olmayacaktır.

Hayata Kast Sayılan Davranışlar Nelerdir?

Adıyla izah etmek gerekirse bir eşin diğer eşi öldürmek kastıyla gerçekleştirdiği tüm davranışlar bu kapsama girmektedir. Eşin fiilini önceden planlamasına gerek yoktur. Kanun koyucu yalnızca kastın varlığını yeterli görmüştür. Bu kapsamda taksirle öldürme, taksirle yaralama gibi davranışlar bu hüküm çerçevesinde anlam ifade etmeyecektir. Yargıtay kararları içerisinde derlendiğimiz hayata kast anlamına gelen davranışları da aşağıda liste halinde ifade etmekteyiz.

  • İntihara Yönlendirme
  • Elverişsiz Araç Kullanma
  • Ölüm Tehlikesine Sessiz Kalma

Önemle belirtmek gerekir ki bir eşin diğer eşi ölümle tehdit etmesi hayata kast anlamına gelmeyecektir. Yine öldürme gayesi güdülmeden gerçekleştirilen davranışlarında işbu davaya konu olabilmesi mümkün değildir. Son olarak da eşin yakınlarına karşı gerçekleştirilen hayata kast eylemlerinde bu hükme dayanılması söz konusu olmayacaktır.

Hayata Kast Sebebiyle Boşanma Davası Açma Süresi

Türk yargı sistemi neredeyse tüm hakların kullanımını bir süre ile sınırlamıştır. Bu kapsamda hayata kast sebebiyle boşanma davası açacak kimsenin de içerisinde kalması gereken hak düşürücü süreler bulunmaktadır. Bu sürelere riayet edilmemesi durumunda kişinin açmış olduğu boşanma davası hakim tarafından kabul edilmeyecektir. Hak düşürücü süre yönünden reddedilen davalara karşı gidilen istinaf ve Yargıtay kanun yollarından da bir sonuç elde edilebilmesi çok da mümkün olmayacaktır. Süresi içerisinde bir Samsun Boşanma Davası Avukatı ile hareket edilmesi faydalıdır.

Hayata kast sebebiyle boşanma davasında davaya hakkı olan kadın veya erkek boşanma sebebini öğrendiği andan itibaren 6 ay içerisinde, diğer tüm hallerde ise 5 yıl içerisinde davasını açmak zorundadır. Aksi halde davanın kabul edilmesi söz konusu olmayacaktır.

Hayata Kast Sebebiyle Boşanmada Eşin Affedilmesi

Tüm boşanma sebeplerinde olduğu gibi hayata kast durumunda da davacı eşin diğer eşi affetmesi durumunda dava hakkı da ortadan kalkacaktır. Eşin af beyanı yazılı ya da sözlü olacağı gibi bu minvalde gerçekleştirdiği davranışları da af olarak nitelendirilebilecektir. Bu minvalde eşin diğer eşe gönderdiği bir kısa mesaj, Whatsapp mesajı, üçüncü kişilere yapılan af açıklaması ya da eşlerin birlikte tatile çıkması af olarak nitelendirilecektir. Ancak önemle belirtmek gerekir ki kişinin ceza davasındaki şikayetinden vazgeçmesi boşanma davası için af anlamına gelmeyecektir. Hayatına kast eden eşi affeden eşin artık boşanma davası açma hakkı da bulunmayacaktır. Ancak af fiilinden sonra ortaya çıkacak yeni bir hayata kast eylemi ile bir dava açılabilir.

Hayata Kast Sebepli Boşanma Davası Yargıtay Kararları


Hayata Kast Eden Tam Kusurludur

Kaldı ki Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesi uyarınca “Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış “ nedeniyle boşanma kararı verilmiş ve karar kesinleşmiştir, bu durumda ayrıca kusur değerlendirilmesi yapılamaz. Zira davacı kocanın bu hususta açtığı dava kabul edilmiş ve kusurun tamamının davalı kadında olduğu kabul edilmiş ve karar boşanma yönünden kesinleşmiştir. (30.01.2008)

Hayata Kastın Affı Bir Şarta Bağlanamaz

Affın kabul edilebilmesi için kayıtsız şartsız bir irade beyanının mevcut olması ya da en azından affı gösterir fiili bir tutum ve davranışın gerçekleşmiş olması gerekmekte olup, ayrıca af olgusunu iddia edenin bunu somut delillerle kanıtlaması gerekir. Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre tarafların dava açıldıktan sonra bir araya geldikleri, ortak konutta birlikte yaşadıkları dosya içerisinde bulunan fotoğraflardan anlaşılmakla davacı erkek, davalı kadının kusurlarını affetmiştir. Evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmaya karar vermek için (TMK m.166/1-2) davalının az da olsa kusurlu bulunması gerekir. Davalı için kusur sayılabilecek tüm davranışlar affedildiğine göre davalı kusursuzdur. O halde, mahkemece davacı erkek tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği yerde davanın kabulü doğru bulunmamıştır. (12.02.2018)

Ceza Davasında Şikayeti Geri Çekmek Af Sayılmaz

Mahkemece kararın gerekçesine konu edilen, kadının ceza davasında şikayetten vazgeçmesi erkeği eczadan kurtarmaya yönelik olup, erkeği affettiği anlamına gelmediği gibi affın kabul edilebilmesi için kayıtsız şartsız bir irade beyanının mevcut olması ya da en azından affı gösterir fiili bir tutum ve davranışın gerçekleşmesi gerekmektedir. Ayırca af olgusunu iddia edenin bunu somut delillerle ispatı lazımdır. Kaldı ki, davalı tarafın ilk fiziksel şiddet eyleminden sonra affa dair somut delillerle desteklenmeyen iddiası affın kabulü için de yeterli değildir. Gerçekleşen bu durum karşısında, davalı erkeğin, davacı eşine ikinci kez fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ceza dosyasındaki fiziksel şiddete dair raporunda belirtildiği üzere de, erkeğin kadının saçlarını kopardığının anlaşıldığı, bu haliyle davalı erkeğin, davacı kadına pek kötü ve onur kırıcı davranışta bulunduğu anlaşılmakta olup, boşanma isteminin kabulü gerekmektedir. (27.02.2018)

Dava Dilekçesinde Özel Olarak Belirtilmelidir

Münhasıran genel boşanma sebebine dayalı olarak açılan bir boşanma davasında özel boşanma sebebine (TMK.md.161) dayalı olarak karar verilmesi mümkün delildir. Zira hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır (HMK.md.26/1). Davacı kocanın delillerinin evlilik birliğinin temelden sarsılması nedenine (TMK.md.166/1-2) dayalı dava çerçevesinde değerlendirilerek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde Türk Medeni Kanununun 161. maddesi uyarınca zina sebebiyle boşanma hükmü kurulması doğru görülmemiştir. (16.10.2014)

Ziyaretçi Yorumları

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.