Onur Kırıcı Davranış Sebebiyle Boşanma Davası

23.11.2021
1.279
Onur Kırıcı Davranış Sebebiyle Boşanma Davası

Onur kırıcı davranış sebebiyle boşanma davası Türk Medeni Kanunu’nun 162. Maddesinde sayılan özel boşanma nedenleri arasındadır. Madde metninde belirtilen diğer haller olan hayata kast ve pek kötü davranış hakkındaki yazılarımızı da okuyabilirsiniz. Birlikte sayıldığı menfi davranışlardan farklı olarak onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma açabilmek için kusurlu eşin davranışının kişinin onur ve saygınlığını etkileyecek düzeyde olması gerekir. Bu durumda özel boşanma nedenine dayanılarak dava açılabilir. Bu kapsama girmeyen tehdit ve hakaret durumlarında ise evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle dava açılabilmesi mümkündür. İşbu nitelendirmenin ve ayrımın doğru bir şekilde yapılabilmesi için bir Samsun Boşanma Davası Avukatı ile birlikte davanın yürütülmesi yararlı olacaktır.

Onur Kırıcı Davranış Sebebiyle Boşanma Davasında Süre

Eşi tarafından onurunu zedeleyen, şerefi zarar gören tehdit ya da hakaret nevi bir davranış ya da söz ile karşılaşan eş bu sebeple boşanma davası açabilecektir. Gerçekten de hakim böyle bir davranışın varlığı durumunda kısa bir süre içerisinde boşanma kararı verir. Ancak aleyhinde gerçekleştirilen fiilin geçerli bir boşanma nedeni olarak kabul edilebilmesi için süresi içerisinde dava açması gerekir. Aksi halde mahkeme hakimi tarafından davranışı affettiği varsayılabilir. Yerleşik Yargıtay içtihatlarında bu sürenin altı ay olarak kabul edildiği görülmüştür. Yargıtay içtihatlarında bu sürenin altı ay olarak kabul edildiği görülmüştür. Bu süre içerisinde dava açılmaması durumunda davanın reddedilmesi söz konusu olur. Böyle bir artık yeni olay gerçekleşmeden dava açılması mümkün değildir.

Onur Kırıcı Davranış Olarak Kabul Edilen Haller

Diğer eşin onur ve şerefini zedelediği kabul edilen davranışlar ekseriyetle sözlü eylemler olarak ortaya çıkmaktadır. Elbette fiili davranışların da bu kapsamda değerlendirilmesi mümkündür. Hal böyle iken kusurlu eş tarafından gerçekleştirilen eylemin onur kırıcı davranış olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği her somut olay özelinde ayrı incelenmelidir. Kesin olmamakla birlikte aşağıdaki davranışların onur kırıcı olarak kabul edileceği doktrinde ve Yargıtay’da ifade edilmektedir.

  • Eşinin namusu ve şerefi hakkındaki söylemler,
  • Eşini yüz kızartıcı suç işlediği ile itham etmek,
  • Eşini uygun olmayan ortamlarda cinsel birlikteliğe zorlamak,
  • Cinsel birliktelikte kaydedilen fotoğraf ve videoların yayınlanması,
  • Topluluk içinde eşine hakaret etmek,
  • Eşinin iş yerine giderek çalışanları önünde tehdit ve hakaret etmek.

Onur Kırıcı Davranışın Affedilmesi

Eşinin onurunu ve şerefini zedeleyen davranışını affeden ya da hoş karşılayan eşin artık dava açma hakkı bulunmamaktadır. Af eylemi açık olabileceği gibi üstü kapalı davranışlar ile de ortaya çıkabilir. Yazılı olabileceği gibi sözlü olarak da affedilebilir. Kusurlu davranışın diğer eşçe affedilmesi durumunda artık geçmişe yönelik herhangi bir davranış için boşanma davası açılabilmesi mümkün olmayacaktır. Ancak, yeni bir davranışın ortaya çıkması halinde mağdur eş dava yoluna gidebilir. Bilinen yaygın kanının aksine, eşi aleyhinde açmış olduğu ceza davasında şikayetinden vazgeçen eşin eşini affetmiş olduğu kabul edilmez. Bu davranış ancak diğer eşi cezadan kurtarma gayesi ile yapılmış olup mağdur eşin evliliği sürdürmek istediği yorumu yapılmasına müsait olmayacaktır.

Onur Kırıcı Davranış Sebebiyle Boşanma Davası Hakkında Yargıtay Kararları


Eylemin Niteliğinin Ağır Olması Gerekir

Onur kırıcı davranış nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için ( TMK. md. 162 ) her türlü onur kırıcı davranış değil, ağır derecede onur kırıcı bir davranışın gerçekleşmesi gerekir. Toplanan delillere göre, mahkemece onur kırıcı davranış olarak kabul edilen maddi vakıaların bu nitelikte bulunmadığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesine dayanılarak açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. (08.07.2010)

Eşin Alkol Alması ve Şiddet Uygulaması Onur Kırıcı Davranış Değildir

Davalının zaman zaman eşine ve çocuklarına fiziki şiddet uyguladığı, eşine “mayası bozuk, sütü bozuk, şeytan tabiatlı” şeklinde sözler sarf ettiği, yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Davalının gerçekleşen bu davranışlarının, davacının vücut bütünlüğünü ve onurunu ağır biçimde zedelediği, sağlını ve ruhsal bütünlüğünü bozduğu tartışmasızdır. Bu bakımdan açıklanan davranışlar pek kötü ve onur kırıcı davranış niteliğinde olup, Türk Medeni Kanununun 162. maddesindeki boşanma sebebini oluşturur. Bu husus gözetilmeden isteğin kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddi doğru bulunmamıştır.(24.09.2012)

Eşe Hakaret Etmek Nedeniyle Boşanma Davası

Davacı-davalı kadının dava dilekçesindeki ve ön incelemedeki beyanlarından boşanma davasını hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış (TMK md. 162) sebebine dayandırdığı anlaşılmaktadır. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı-davacı kocanın düzenli olarak bir işte çalışmadığı, alkol alıp, eşine 22.12.2012 tarihinde tokat attığı gerçekleşmiş ise de; davalı-davacı kocanın bu davranışları ve toplanan deliller karşısında hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış olarak kabule yeterli görülmemiştir. (10.11.2014)

Ziyaretçi Yorumları

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.