Rekabet yasağı sözleşmesi maddeleri ekseriyetle işverenin talebi doğrultusunda eklenir. İşveren rekabet yasağı ve cezai şart öngören hükümlerle işçinin, iş sırlarını, müşteri bilgilerini öğrenmesi sebebiyle ileride ortaya çıkabilecek zararlarını ortadan kaldırmayı amaçlar. Ancak bu hükümler sözleşmeye eklenirken işçinin de ekonomik geleceği sınırlandırılmış olmaktadır. Anayasal hakları sınırlandıran sözleşmeler ise geçerli olmamaktadır. Bu sebeple iş sözleşmelerinde rekabet yasağı hükümleri uygulanırken dikkatli olmak gerekir.
Rekabet yasağı sözleşmesi geçerli olabilmesi için hem kanunda hem de Yargıtay kararlarında bir takım şekil ve ehliyet koşulları aranmaktadır. Bu koşullara yazımızın devam eden paragraflarında ulaşmak mümkündür. Yine de rekabet yasağı sözleşmesi hazırlanırken bir iş davası Avukatından tavsiye alınmalıdır.
Rekabet Yasağı Nedir?
Rekabet yasağı kelime anlamı olarak bir hizmetin ya da ürünün satımı sürecinde yürütülen mücadeledir. Halihazırda ticari faaliyetlerde rekabetin bulunması toplumun her bölümü için yararlıdır. Ancak bu faaliyetlerin kötü niyetli olarak yürütülmesi durumunda üretici ve işverenler zarara uğramaktadır. Bu zarar da dolaylı olarak toplum refahını olumsuz etkileyecektir. Bu sebeple rekabet yasağı uygulaması hukukumuzda uygulama alanı bulmaktadır.
İş faaliyetlerinin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için donanımlı çalışanlara ihtiyaç vardır. Ancak işçiler donanım sahibi olduklarında da işverenin yanından ayrılıp aynı sektörde kendi faaliyetlerini yürütmektedirler. Bu durumla karşılaşmak istemeyen işverenler ise rekabet yasağı anlaşması yaparak işçiler henüz çalışmaktayken bu durumun menfi sonuçlarının adeta önüne geçmektedir.
Rekabet Yasağı Sözleşmesinin Şartları
Rekabet yasağı sözleşmesinin şartları yasa koyucu ve uygulayıcı tarafından belirlenmiştir. Bu durumun sebebini ilk paragrafta anlatmıştık. Hatırlatmak gerekirse bu tür sözleşmeler işçilerin anayasal haklarını sınırladığı için usule ve ehliyet hükümlerine uygun olmalıdırlar. Bu şartlara aykırı olarak düzenlenen rekabet yasağı sözleşmesi ise geçerli olmayıp kendisinden beklenen sonuçları doğurmayacaktır.
İşçinin 18 Yaşını Tamamlamış Olması Gerekir
Türk Borçlar Kanununun 444. Maddesine göre rekabet yasağı anlaşması imzalanacak işçinin fiil ehliyetine sahip olması gerekir. Bu durum da ancak işçinin ergin yani 18 yaşını doldurmuş olması ile sağlanabilecektir. Yine işçinin kısıtlı olmaması da gerekir.
Rekabet Yasağı Sözleşmesi Yazılı Olarak Yapılmalıdır
Rekabet yasağı sözleşmesinin yazılı olarak yapılması kanuni bir zorunluluktur. Sözlü olarak yapılan sözleşmelerin bir geçerliliği bulunmamaktadır. Sözleşmede işçinin imzasının bulunması yeterli olacaktır.
Rekabet Yasağı Sözleşmesi Nasıl Hazırlanır?
Rekabet yasağı sözleşmesi hazırlanırken dikkat edilecek ehliyet ve şekil şartını bir üstteki bölümde ifade ettik. Yine kanunun aradığı diğer unsurlar ise yasağın; zaman, yer ve konu bakımından da ölçülerinin belirlenmiş olması gerekir. Bu belirleme durumu mevcut değilse sözleşmenin geçerliliği de muallak olacaktır. Bu sebeple sayılan unsurlara rekabet yasağı anlaşmalarında yer verilmesi faydalı olacaktır.
Süre Bakımından Rekabet Yasağını Sınırlama
İş sözleşmelerinde rekabet yasağının işçi aleyhine bir durum oluşturması nedeniyle süre olarak bir sınırlama getirilmesi uygun olacaktır. Bu süre çok uzun bir zaman dilimi olursa da geçerli bir sözleşmenin varlığından bahsedilemez. Süre bakımından yapılan sınırlamada işçinin niteliği ve bulunduğu pozisyon dikkate alınmalıdır.
Yer Bakımından Rekabet Yasağını Sınırlama
Rekabet yasağının yer bakımından sınırlaması yapılırken işverenin pazar alanı dikkate alınmalıdır. Tüm ülkeyi kapsayacak bir sınırlandırma ise Yargıtay kararlarınca kabul görmemektedir.
Konu Bakımından Sınırlama
Rekabet yasağı anlaşmasının konusu işçinin çalışma esnasında hakim olduğu işyeri faaliyetleri ile sınırlı olmalıdır. Bu sınır da açıkça belirli olmalıdır.
Rekabet Yasağı Sözleşmesinin İhlal Edilmesi ve Cezai Şart
Taraflar arasında kararlaştırılan rekabet yasağı sözleşmesinin ihlal edilmesi durumunda cezai şart hükümleri devreye girecektir. Yine işçi kasti olarak bu bedeli ödeyerek rekabet yasağı hükümlerinden kurtulmayı amaçlayabilir. Önemle belirtmek gerekir ki işverenin ispat edilebilir zararı cezai şart miktarını aşıyor ise aşan bedel için de işverenin talepte bulunabilmesi mümkündür. Yine kararlaştırılan cezai şartın işverenin uğradığı zararın azlığı, hakkaniyet gibi hususlara göre indirilmesi de hakimden istenebilir. Tüm bu hususlar hakim tarafından değerlendirilir.
İşçinin rekabet etmeme borcu genel itibarlarıyla yukarıda izah ettiğimiz şekildedir. Bu kapsamın sınırı elbette genişletilebilir ancak işlemlerin hukukun genel ilkelerine ve Borçlar Kanununun ilgili hükümlerine uygun olarak yapılmalıdır. Aksi halde geçerli bir rekabet etme yasağı sözleşmesi kurulmuş olmaz.
Rekabet Etme Yasağı Sözleşme Örneği
İşbu sözleşme ile İŞÇİ, İŞVEREN nezdinde çalışması sebebiyle elde edeceği müşteri çevresi, hizmet sırları, yapılan işler sebebiyle sahip olduğu bilgi, birikim ve tecrübeyi kullanarak ya da kullanmayarak; iş sözleşmesi sona erdikten sonra işverenle rekabet etmekten, başka bir rakip işletmede çalışmaktan ve bunların dışında rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkine girmekten kaçınmayı kabul ve taahhüt eder.
…
(Rekabet Etme Yasağı Sözleşme Örneğine erişmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.)
Rekabet Yasağı Sözleşmesi Yargıtay Kararları
İşçinin Başka Bir Şirkette İşe Başlaması
Davacı ile davalı işçi arasında imzalanan 24.12.2005 tarihli iş sözleşmesi bulunmaktadır. İş sözleşmesi 1 yıllık olup, süre sonunda otomatikman uzatılacağı kararlaştırılmıştır. Ayrıca sözleşmede davalı işçi yönünden işten ayrıldıktan sonra 1 yıl süreyle aynı iş kolunda çalışamayacağına ilişkin rekabet yasağı getirilmiştir. Cezai şart olarak da 5 aylık brüt ücret kararlaştırılmıştır. Diğer davalı firma davacı ile aynı alanda faaliyet göstermektedir. Davalı işçinin rekabet yasağına aykırı davrandığı sabittir. Davacı tarafın cezai şart alacağından davalı işçi sorumludur. (Yargıtay 9HD 2009/26948 E, 2009/36965 K)
Rekabet Yasağında Cezai Şartın İndirilmesi
Davacı şirket davalı işçinin ‘‘satış temsilcisi’‘ olarak çalışırken bildirimsiz ayrıldığı, aynı konuda faaliyet gösteren bir başka şirket çalışması nedeniyle ihbar tazminatı ile cezai şart tazminatı isteminde bulunmuştur. Rekabet yasağına bağlı cezai şartta zarar olmasa dahi sözleşmenin ihlali halinde anılan tazminatın istenebileceği söz konusudur. Normatif dayanağı BK m.159/II dir. Keza BK m.351/II ile işçi cezai şartı ödeyerek rekabet yasağı sözleşmesinden kurtulabilmektedir. Ancak burada BK m.161/III deki indirim kuralları göz önünde tutulur. Karşılılık aranmaz. Somut olayda, davalı işçi davacı şirketle aynı konuda iş yapan şirkette çalışmaya başlamıştır. Satış temsilcisi olarak ‘‘iş sırrına’‘ vakıf olması kaçınılmazdır. İş sözleşmesinde ayrılıştan itibaren altı aylık süre aynı konuda bir işte çalışamayacaktır. Sözleşmeye aykırılık tartışmasızdır. Mahkemece yapılacak iş cezai şartın BK m.161 açısından değerlendirip sonucuna göre karar vermektir. (Yargıtay HGK 2011/9-508 E, 2011/545 K)
Rekabet Yasağı Davalarında Görevli Mahkeme
Davacı şirket, davalının sözleşmenin sona ermesinden sonra gerçekleşen eylemi sebebiyle cezai şart istemekte olup, rekabet yasağının iş sözleşmesinin bitiminden sonraki bir tarihte ihlal edilmesi iş mahkemelerini görevli olmaktan çıkarmaktadır. Ayrıca rekabet yasağının belirlenmesinde ticari sırrın ne olduğu uzman mahkemelerce değerlendirilmesi gereken ve piyasa şartlarıyla sıkı sıkıya bağlı bulunan ticari bir konudur. Kaldı ki, davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesiyle kanun koyucu, çok açık bir şekilde 818 sayılı Kanun’un 348. maddesinden kaynaklanan davaların mutlak ticari davalardan olduğunu öngörmüştür. Mutlak ticari davalar herhangi bir unsurun, veya hukuki sebebin davanın ticari niteliğini değiştirmediği, mahkemenin kanaatinin rol oynamadığı davalardandır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 29.02.2012 Tarih 2011/11-781 Esas- 2012/109 Karar sayılı ilamında da hizmet sözleşmesinin sona ermesinden sonra gerçekleşen rekabet yasağına aykırılığı düzenleyen 818 sayılı Kanun’un 348. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gereken uyuşmazlıklara ilişkin davaların 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-3. maddesi gereğince mutlak ticari dava niteliği taşıdığı ve mutlak ticari davaların görülme yerinin ise, açık biçimde ticaret mahkemeleri olduğu belirtilmiştir. Görev konusu kamu düzeni ile ilgili olup yargılamanın her safhasında re’sen nazara alınması gerekir. (Yargıtay 9HD 2012/314 E, 2014/4831 K)
Anahtar Kelimeler: İş Sözleşmesi, Samsun İş Davaları, Rekabet, Rekabet Yasağı, Rekabet Yasağı Sözleşmesi, Türk Borçlar Kanunu,