Sağ kalan eşin ve çocuğun miras payı, Medeni Kanunumuzun 496. Maddesi ve devamı hükümlerinde düzenlenmiş ve en ufak bir şüpheye yer bırakmadan nasıl uygulanmasını gerektiğini izah etmiştir. Eşin miras hakkı, çocuklara göre biraz daha fazla olmakla birlikte çocuklar arasında kız çocuk ya da erkek çocuk fark etmeksizin aynı oranda bir paylaşım söz konusu olacaktır.
Ülkemizde görülen davaların büyük bir kısmı Miras Hukuku ile doğrudan alakalı olan Miras Davalarıdır. Yargılama sırasında bilgisine başvurulabilecek ilk ağız olan miras bırakan halihazırda vefat etmiş olduğu için artık tarafların kendilerini ifade edebildikleri kadar haklı oldukları söylenebilecektir. Bu sebeple yargılama sırasında tarafların kendilerini bu tür davalarda tecrübeli bir Samsun Avukat ile temsil ettirmeleri faydalarına olacaktır.
Mirasta Mal Paylaşımı Nasıl Yapılır?
Mirasta mal paylaşımı yapılabilmesi için murisin yasal ya da atanmış mirasçıları tespit edilmelidir. Bunun için bir Veraset İlamı çıkartılabilir. Bu ilamda mal paylaşımına katılacak kimselerin isimleri ve katılma oranları açıkça görülür. Paylaşım oranları derece düzeni adı verilen tabloya göre belirlenir. Eğer bir önceki derecede yasal mirasçı mevcut ise artık sonraki derecedeki kimsenin mirasçı olabilmesi söz konusu değildir. Örnekle izah etmek gerekirse: Vefat eden kimsenin hayatta bir çocuğu varsa artık anne ve babası mirasçısı olamayacaktır.
Eşin miras zümresi için tartışmalar mevcut olsa da hem birinci derece mirasçılar ile hem de ikinci dereceler ile mirasçı olabilen eşin bu derece grupların hariç tutulabileceğini düşünmekteyiz.
Sağ Kalan Eşin Miras Payı Nasıl Hesaplanır?
Sağ kalan eşin miras payı hesaplaması yapılırken dikkate alınması gereken ilk ölçüt eşin tek başına mı yoksa başka bir derece grubu ile mirasçı olup olmadığıdır. Eğer eş bir başka derece gurubu birlikte mirasçı ise bu kez birinci derece mi yoksa ikinci derece mi mirasçılarla birlikte kaldığı tespit edilmelidir. Bu işlemin ardından miras bırakanın terekesi hesaplanır ve aşağıdaki tabloda belirtilen oranlar doğrultusunda Sağ kalan eşin ve müşterek çocuğun miras payı tespit edilir.
Sağ Kalan Eş ve Diğer Mirasçılar | Sağ Kalan Eşin Miras Payı |
Tek başına mirasçı ise | 1/1 |
Müşterek çocuklar ile mirasçı ise (1. Derece M.) | ¼ |
Miras bırakanın anne ve babası ile (2. Derece M.) | 1/2 |
Miras bırakanın dede ve ninesi ile (3. Derece M.) | 3/4 |
Çocuğun Miras Payı
Miras bırakanın çocuğunun miras payı hesaplaması yapılırken Veraset İlamı çıkarılmalıdır. Eğer söz konusu ilamda eksik bir nokta var ise Veraset İlamına itiraz edilerek yeni bir ilam çıkarılabilir. Eğer belgede bir hata yoksa ya da düzeltişmiş ise çocukların miras payı aşağıdaki tablodaki gibi olacaktır.
Çocukların Mirasçılığı | Sağ Kalan Çocuğun Miras Payı |
Tek başına mirasçı ise | Tamamı kardeş sayısına bölünür |
Sağ kalan eş ile mirasçı ise | ¾ kardeş sayısına bölünür. |
Sağ kalan eşin ¼ miras payına sahip olduğunu söylemiştik. Kalan ¾ oran ise çocuklar arasında pay edilecektir. Eğer miras bırakanın eşi de hayatını kaybetmiş ise artık tüm kalan miras doğrudan çocuklar arasında pay edilecektir. Çocukların varlığı halinde miras bırakanın annesi, babası, kardeşi gibi kimselerin de mirasçı sıfatına sahip olamayacağını tekrar belirtmekte yarar vardır. Halihazırda Veraset İlamı üzerinde de yer alan bu bilgiler ile alakalı bir yanlışlık olduğunu düşünüyorsanız hukuki süreç başlatarak takipçisi olabilirsiniz.
Sağ Kalan Eşin ve Çocukların Miras Payı Hakkında Yargıtay Kararları
Boşanma Davası Devam Ederken Miras Paylaşımı
Türk Medeni Kanununun 181. Maddesi “Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler. Boşanma davası devam ederken, ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunun ispatlanması hâlinde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.” hükmüne amir olup, söz konusu boşanma davası kesinleşmeden davacı sigortalının vefatı sonucu, davacı sigortalının murislerince, belirtilen yasa kapsamında, davalının mirasçı olamayacağının tespitini talep ettikleri davada, mahkemece talep gibi karar verilmiş ve söz konusu karar temyiz edilmeden kesinleşmiş ise de … Hukuk Dairesinin 09.02.2015 tarih 13141-15300 Sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verildiği ve dolayısıyla davalı …’in hak sahipliği sıfatının bulunmadığına dair henüz kesinleşmiş bir mahkeme hükmünün bulunmadığı anlaşılmakla, mahkemece HMK nın 165/1. maddesi uyarınca ilgili davanın beklenip sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir. O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. (10. HD 2015/1565 E. 2016/9104 K.)