Fuhuş Nedeniyle Yapılan Mühürlemenin İptali 2026

09.11.2025
19
Fuhuş Nedeniyle Yapılan Mühürlemenin İptali 2026

Fuhuş nedeniyle yapılan mühürleme işlemleri, işyerlerinin 90 gün süreyle kapatılması şeklinde ağır sonuçlar doğurabilmektedir.  Mühürleme işlemlerine karşı, idare mahkemelerinde yürütmenin durdurulması (YD) talepli iptal davası açmak mümkündür. Bu makalede, fuhuş nedeniyle yapılan mühürleme işleminin hukuki dayanakları, Danıştay’ın benzer uyuşmazlıklardaki yaklaşımı ve iptal davalarında ileri sürülebilecek güçlü hukuki argümanlar analiz edilmiştir. Ayrıca, fuhuş nedeniyle işyeri (apart, otel vs.) kapanmasına karşı dava açarken dikkat edilmesi gereken kritik noktalar, idari yargının bakış açısı ve son Danıştay kararlarının davanın başarı şansına etkileri detaylı olarak ele alınmaktadır.

Mühürleme İşlemine Yönelik İtiraz ve İptal Davası Açma Süreci

Mühürleme işlemine karşı idare mahkemesinde itiraz ve iptal davası açmak mümkündür. Öncelikle, mühürleme kararını alan idarenin gerekçeli işlemine ulaşmak gerekir. Dava dilekçesinde işlemin hukuka aykırılığı, yetki, sebep ve maksat yönünden değerlendirilmelidir. Davacı, işlemin kendisine telafisi güç zararlar doğuracağını belirterek yürütmenin durdurulmasını talep edebilir. İptal davası, mühürlemenin tebliğinden itibaren 60 gün içinde açılmalıdır.

Mahkeme, tarafların delillerini ve savunmalarını aldıktan sonra işlem hukuka aykırı ise iptal kararı verir. Bu süreçte emsal Danıştay ve yerel mahkeme kararlarına atıf yapmak faydalı olacaktır.

Fuhuş Nedeniyle Yapılan Mühürlemenin İptali Davası

Fuhuş nedeniyle yapılan mühürleme iptali davası için en dikkat çekici bilgilerden biri dayanak yasa maddesinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olmasıdır. Gerçekten de Danıştay 4. Dairesi’nin 2025/2359 E., 2025/4325 K. sayılı ve 2025/1248 E., 2025/3897 K. sayılı kararları, bu konuda emsal niteliğindedir. Bu kararlarda, Anayasa Mahkemesi’nin 12.12.2024 tarihli bir kararına atıf yapılarak, Tüzüğün dayanağı olan 1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu’nun 128. maddesinin “kanunda bulunması gerekli belirlilik ve öngörülebilirlik ölçütlerini sağlamadığı” belirtilmiştir. Danıştay bu gerekçeyle, Tüzük hükümlerine dayanılarak tesis edilen kapatma işlemlerinde hukuka uyarlık bulunmadığına hükmetmiştir. Bu, açılacak iptal davasında kullanılabilecek en temel ve güçlü argümandır. Ayrıca delil yetersizliği de davaların kazanılmasını sağlayan argümanlardan biridir.

Fuhuş Nedeniyle Yapılan Mühürlemede Delil Yetersizliği

Birçok kararda, tek bir kişinin beyanı, imzasız ihbarlar veya somut tespitten yoksun polis tutanakları kapatma işlemi için yeterli görülmemiştir. Örneğin, Danıştay 4. Dairesi’nin 2024/3942 E., 2025/1060 K. sayılı kararında, “fuhuş yapıldığına yönelik bir kişinin beyanının, … hukuken kabul edilebilir somut bir delil olarak kabul edilemeyeceği” vurgulanarak işlem iptal edilmiştir. Benzer şekilde, 2023/13043 E., 2025/527 K. sayılı kararda da “işletmeden çıkan ilgili şahsın ifadesi dışında somut bir tespitin bulunmadığı” gerekçesiyle kapatma işlemi hukuka aykırı bulunmuştur.

Diğer yandan, idarenin somut deliller sunduğu durumlarda (örneğin, birden fazla tanık ifadesi, teknik takip, suçüstü hali, çelişkili beyanlar ve olayı doğrulayan tutanaklar) mahkemeler kapatma işlemini hukuka uygun bulmaktadır. Danıştay 10. Dairesi’nin 2018/767 E., 2022/3529 K. sayılı kararında, ihtirazi kayıtsız imzalanmış tutanak ve ifadelerin idari soruşturma anlamında delil teşkil ettiği kabul edilmiştir.

Mühürlemenin İptali Davası Kime Karşı Açılır?

Davanın, işlemi tesis eden asıl idari makama yöneltilmesi zorunludur. Danıştay 10. Dairesi’nin 2018/1032 E., 2022/5495 K. sayılı kararında, kapatma işlemini tesis eden Kaymakamlığın hasım gösterilmemesi bozma sebebi sayılmıştır. Bu nedenle idare mahkemelerinde dava açılırken davalı tarafın doğru olarak seçilmesi oldukça önemlidir.

Fuhuş nedeniyle yapılan mühürleme işlemi kararı genelde “İlgili Valilik Zührevi Hastalıklar ve Fuhuşla Mücadele Komisyonu” tarafından verilmektedir. Bu nedenle idare mahkemelerinde bir dava açarken hasmın “İlgili Valilik” olarak gösterilmesi önem arz eder.

Yanlış hasım gösterilmesi iptal davalarında yargılama sürecini uzatabileceği gibi davanın tümden reddedilmesine de sebep olabilir. Bu nedenle dava açmadan önce taraf teşkilinin doğru olarak yapılması oldukça önemlidir.

Mühürlenen Taşınmazda Kiracı ve Üçüncü Kişilerin Hakları

Mühürlenen taşınmazda yaşayan kiracı ve üçüncü kişiler, çoğu zaman mühürleme kararından doğrudan etkilenir. Kiracının mağduriyetinin önlenmesi için, müdahalenin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla dava açma hakkı vardır. Eğer taşınmaz mühürlenmişse, kiracı kira sözleşmesinin ifa edilememesi nedeniyle zarara uğrayabilir ve zararlarının karşılanması için idareye başvurabilir. Üçüncü kişilerin hakları ise, çoğu zaman mülkiyet veya kullanım hakkından kaynaklanır. Yargı kararları, masum kiracı ve üçüncü kişilerin haklarının korunması gerektiğini vurgular. Bu nedenle, dava açarken mağduriyetin ve hukuki menfaatin belirtilmesi önemlidir.

Fuhuş Nedeniyle Mühürlemede Yürütmenin Durdurulması (YD) Kararı

Fuhuş nedeniyle yapılan mühürleme işlemine karşı yürütmenin durdurulması, mülk sahibinin mülkiyet hakkının korunması ve telafisi güç zararın önlenmesi bakımından kritik bir hukuki mekanizmadır. Yürütmenin durdurulması talebinin kabulü için iki temel şart aranır: işlemin açıkça hukuka aykırı olması ve uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların meydana gelme ihtimalidir. Özellikle mülk sahibinin fuhuştan habersizliği durumu, işlemde hukuka aykırılığın ve mülkiyet hakkı ihlalinin delili olarak değerlendirilir.

Mühürleme kararı alındığında, idare mahkemesinde iptal ve yürütmenin durdurulması talepli dava açılır. Mahkeme, sunduğunuz deliller ve hukuki gerekçeleri değerlendirerek yürütmenin durdurulmasına karar verebilir. Bu, mühürlemenin geçici olarak kaldırılması anlamına gelir ve mağduriyetin önlenmesine yönelik geçici koruma sağlar.

Ev sahibinin konuttaki fuhuştan haberdar olmaması, mülkiyet hakkının korunmasına yönelik önemli bir argümandır. Mahkemeye, kira sözleşmeleri, denetim belgeleri ve sair deliller sunularak ev sahibinin iyi niyetli ve olaydan habersiz olduğu ispatlanabilir.

Yürütmenin Durdurulması Talebi ve Önemi

Valilik Zührevi Hastalıklar ve Fuhuşla Mücadele Komisyonu’nun fuhuş nedeniyle yapılan mühürleme, 90 günlük kapatma kararına karşı açılacak YD talepli iptal davasında başarı şansı, ileri sürülecek hukuki argümanların gücüne ve idarenin işlem dosyasının içeriğine bağlıdır. Aşağıdaki stratejik adımların izlenmesi tavsiye edilir:

  • Anayasal Dayanak: Dava dilekçesinde, kapatma işleminin dayanağı olan Tüzük hükümlerinin yasal temelinin Anayasa’ya aykırı olduğu iddiası, Danıştay’ın 2025 tarihli emsal kararları ve Anayasa Mahkemesi kararı referans gösterilerek en öncelikli ve en güçlü argüman olarak ileri sürülmelidir.
  • Delillerin İncelenmesi: İdari işlem dosyası temin edilerek, kapatma kararına dayanak teşkil eden delillerin (tutanaklar, ifadeler, ihbarlar vb.) somut, yeterli ve hukuka uygun olup olmadığı detaylı bir şekilde incelenmelidir. Delillerin yetersizliği veya çelişkili olması, işlemin sebep unsuru yönünden sakat olduğunu gösterir ve bu husus mahkemede vurgulanmalıdır.
  • Usuli Denetim: Kapatma kararından önce işyeri açma ve çalışma ruhsatının usulüne uygun olarak iptal edilip edilmediği, Komisyon kararının yetkili makam olan Vali veya Kaymakam tarafından onaylanıp onaylanmadığı gibi usuli noktalar titizlikle kontrol edilmeli ve tespit edilen aykırılıklar dava dilekçesinde belirtilmelidir.
  • Yürütmenin Durdurulması Talebi: YD talebi, işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararlar doğuracağı (ticari itibar kaybı, maddi zarar vb.) ve işlemin açıkça hukuka aykırı olduğu (özellikle Anayasal aykırılık iddiası) gerekçeleriyle güçlü bir şekilde temellendirilmelidir. İncelenen kararlar, idari yargının bu tür davalarda hem usul hem de esas yönünden titiz bir denetim yaptığını, ancak sonucun her davanın kendi özel koşullarına ve özellikle idarenin sunduğu delillerin niteliğine göre değiştiğini göstermektedir.

Fuhuş Nedeniyle Mühürleme ve İdare Mahkemesi

Mühürleme işlemleri, kamu düzeninin korunması ve hukuka aykırı faaliyetlerin önlenmesi amacıyla idare tarafından uygulanan önemli tedbirlerdendir. Ancak bu işlemler her zaman hukuki denetime tabidir. Mühürleme kararının ölçülülük ve orantılılık ilkesine uygun olması gerekir. Aksi takdirde, bireylerin mülkiyet hakkı veya yaşam alanı üzerinde ağır sonuçlar doğurabilir. İlgili yönetmelik ve kanunlar, mühürleme sonrası mağdur olan kişilere belli hukuki başvuru yolları tanımıştır. Dava sürecinde hak kaybı yaşanmaması için zamanında ve eksiksiz başvuru yapmak büyük önem taşır. Ayrıca, her vaka kendi özelinde değerlendirilerek yargı mercilerine taşınabilir.

Ziyaretçi Yorumları

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.