Terk Suçu ve Cezası

13.07.2020
1.192
Terk Suçu ve Cezası

Terk suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 97. maddesinde düzenlenen ve failine hapis cezası öngörülen bir suçtur. Terk suçunun mağdurunda meydana gelen yaşamsal, bedensel bütünlük ya da ruh sağlığındaki bozuklukların korunmasını amaçlayan yasa maddesinde toplum düzeninin kurulması da hedeflenmiştir.

Terk suçunun mağduru yaşı ya da hastalığı sebebiyle kendi haline bırakılan kimsedir. Yine suç ancak; bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan bir kimse tarafından işlenebilir. Bu yükümlülüğün kaynağı aile ilişkileri olabileceği gibi bir sözleşmeden de kaynaklanıyor olabilir. Kişi bakmakla yükümlü olduğu kimseyi kasten terk edebileceği gibi bu davranışı ihalen de yapabilir. Asliye Ceza Mahkemelerinde yargılaması yapılan terk suçunda tarafların kendilerini bir Samsun Ceza Davası Avukatı ile temsil ettirmeleri faydalı olacaktır.

Terk Suçunun Şartları

Terk suçunun işlenebilmesinde aranan en önemli şart kasıttır. Yani suç ancak kasten işlenebilir. Bebeği terk, yaşlıyı terk gibi eylemlerin ancak bırakılan kimselerin tehlikeye düşeceğinin bilinmesi halinde suç olduğu söylenebilir. Yine bu neticelere karşı olursa olsun tavrını takınmak da failin cezalandırılmasına neden olacaktır.

Terk suçunun şartları içerisinde bir diğeri ise garantör sıfatına sahip olmaktır. Yani hastayı, yeni doğan bebeği terk eden kimsenin bu kimselere bakmakla yükümlü olması gerekir. Aksi halde bir terk suçu oluşmayacağı gibi; failin cezalandırılmasını gerektiren bir hal de bulunmayacaktır. Önemle belirtmek gerekir ki sanılanın aksine gayrimeşru çocuğu terk etmek de suçtur ve sanığın cezasında indirim yapılmasına imkan vermez.

Terk Suçunun Cezası

Terk suçunun basit halinin tanımı kanun hükmünün ilk bendinde yapılmış ve 3 ay ile 2 yıl arasında olduğundan bahsedilmiştir. Ceza miktarının sınırları arasındaki farkın uygulamada belirleyici unsuru failin kendini ne derece savunabildiği ve suçsuz olduğunu ispatlayabildiğidir. Eğer hakimde böyle bir kanaat oluşturamayacaksa 2 yıl ile yargılanacaktır.

Terk suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinde ise ceza miktarı çok daha fazla olacaktır. Kanunda bu hususta bir miktar belirtilmese de gerçekleşen sonuca göre cezaya hükmedilecektir. Basit bir örnekle açıklamak gerekirse yaşlı ve bakıma muhtaç annesini ıssız bir ormana terk ederek ölmesine neden olan çocuğu hakkında 12 yıl ile 16 yıl arasında bir ceza tayin edilir.

Terk Suçunun Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Halleri

Kanunda kısa bir düzenleme ile açıklanan suçun nitelikli hali bulunmasa da ağırlaşmış halleri mevcuttur. Buna göre;

  • Terk dolayısıyla mağdurun bir hastalığa yakalanmış olması,
  • Mağdurun yaralanmış olması,
  • Mağdurun ölmesi.

Sayılan hallerin gerçekleşmesi durumunda faile verilecek olan cezanın miktarı artık suçun basit halindeki gibi olmayacak; daha yüksek seviyede olacaktır. Söz konusu suçun ağırlaşmış halleri sıklıkla aile içi bakım yükümlülüğü altında olan kimselerin davranışları sonucu ortaya çıkmaktadır. Örneğin yeni doğan bebeği terk ederek onun daha fena bir hale gelmesine sebep olan anne, baba ya da başka bir aile büyüğünün çocuğu devlet kurumlarına bırakmak varken bu suçu işlemesi daha ağır bir ceza almalarına sebep olacaktır.

Terk Suçu Hakkında Yargıtay Kararları


Yeni Doğan Bebeği Bakıcıya Bırakıp Kaçmak

Sanığın, yeni doğmuş mağduru ücret karşılığı bakması için anlaştığı tanık … bırakması, başlarda mağduru emzirmek amacıyla gidip geldiği ancak bir süre sonra mağduru arayıp sormaması şeklinde gerçekleşen eyleminde, suçun “kendi haline terk” unsuru gerçekleşmediği için terk suçunun oluşmayacağı ve eylemin bakım ve gözetime yönelik yükümlülüklerine aykırılık oluşturmadığı, bu davranışın TCK’nın 233. maddesinde düzenlenen aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğü ihlal suçunu da oluşturmaması karşısında, verilen beraat kararının Yerel Mahkemece isabetli olarak saptandığı değerlendirilerek yapılan incelemede… (4. CD 2014/17711 E. 2015/33640 K.)

Altı Çocuğun Evde Kendi Hallerine Bırakılıp Kaçılması

Sanığın eşi ile yaşadığı anlaşmazlık sonucunda en büyüğü 1994, en küçüğü ise 2005 doğumlu olan 6 çocuğunu ortak ikametlerinde bırakarak evden ayrılması şeklinde gerçekleşen eyleminde suçun yasal unsuru olan, “kendi haline terk” unsuru gerçekleşmediği için terk suçunun oluşmayacağı ve eylemin bakım ve gözetime yönelik yükümlülüklerine aykırılık oluşturmaması karşısında bu davranışın TCK’nın 233. maddesinde düzenlenen aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğü ihlal suçunu da oluşturmaması nedeniyle verilen beraat kararının yerel mahkemece isabetli olarak saptandığı değerlendirilerek yapılan incelemede… (4. CD 2014/16743 E. 2015/33642 K.)

Ziyaretçi Yorumları

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.