
Çocuk düşürme suçu, kanunun 100. maddesinde düzenlenmiştir. Yasa koyucu bu düzenlemeyle anne karnında 10 haftasını doldurmuş ceninin yaşam ve dünyaya gelme hakkını muhafaza altına almayı amaçlamıştır. Suçun varlığından bahsedebilmek için iki halin bir arada gerçekleşmesi aranır.
- Anne karnındaki çocuğun 10 haftayı doldurmuş olması,
- Annenin çocuğunu isteyerek düşürmesi.
Bu iki halin mevcut olması durumunda TCK’nin 100. maddesinde tanımlanan çocuk düşürme suçu ortaya çıkmış olur. Suçun temel şartı olan 10 haftayı geçkin gebelik süresi yargılama esnasında alınacak bilirkişi ve doktor raporlarıyla hesaplanır. Eğer böyle bir imkan mevcut değilse davaya bakmakla görevli olan Asliye Ceza Mahkemesi hakimi tanık beyanlarına da başvurabilir.
Çocuk Düşürme Suçunun Unsurları
Çocuk düşürme suçu yasada tanımlanan haliyle eyleme dayalı bir suçtur. Bu sebeple de suçun maddi unsurunun bir fiil olduğunu söylemek mümkündür. Suçun maddi ve manevi unsurlarını aşağıdaki gibi listelemek mümkündür.
- Çocuk düşürme suçu maddi unsuru bir kadının, gebeliğinin 10 haftasının tamamlanmış olmasına rağmen isteyerek çocuğunu düşürmesidir.
- Suçun manevi unsuru ise kasttır. Zira yasa maddesinde çocuk düşürme eyleminin kadının istemesiyle gerçekleşmiş olması şartı aranmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında suçun ancak kasten (isteyerek) işlenebileceğini söylemek mümkün olacaktır. Bir başkasının müdahalesiyle ya da kasıtlı olarak kötü niyetli davranışıyla çocuğun düşmesine, hamileliğin sona ermesine sebep olması durumunda artık TCK 100. maddesinde tanımlanan çocuk düşürme suçu oluşmayacaktır. Bu hallerde TCK 99. maddesinde tanımlanan Çocuk Düşürtme Suçu ortaya çıkmaktadır.
Şikayet, Uzlaşma ve Zamanaşımı Süresi
Çocuk düşürme suçu yasada şikayete bağlı suçlar arasında düzenlenmemiştir. Buna göre yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı suçun takibine başlamak için şikayete bağlı değildir. Herhangi bir ihbarla da gebeliğinin 10. haftasını tamamlamasına rağmen çocuğunu isteyerek düşüren kadın için soruşturma işlemlerine başlayabilir.
Çocuk düşürme suçu şikayete bağlı olmadığı için uzlaştırma hükümleri de bu suçta uygulanmaz. Soruşturma aşamasının tamamlanmasının ardından yetkili Asliye Ceza Mahkemesinde dava açılmaktadır.
Suç için yasada özel bir zamanaşımı süresi öngörülmemiştir. Bu nedenle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda kabul edilen genel dava zamanaşımı süresi olan 8 yıllık süre bu suç için de geçerli kabul edilmektedir.
Çocuk Düşürme Suçunun Cezası ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Çocuk düşürme suçu için kanında öngörülen ceza miktarı bir yıla kadar hapis cezasıdır. Bu cezanın miktarı 2 yıldan daha az olduğu için ceza yargılamamızda sıklıkla başvurulan kurumlardan olan Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) kurumu bu suçtan yargılanan kadınlar için de uygulama alanı bulur.
Asliye Ceza Mahkemesinde yargılamanın sona ermesiyle birlikte hükmü açıklayan hakim, ceza alan kadın için şartları mevcutsa HAGB kararı verebilir. Yine hapis cezasının süresinin az olması nedeniyle bu ceza adli para cezası dahil veya hariç olmak üzere diğer seçenek yaptırımlara da çevrilebilir.
Çocuk Düşürme Suçu Hakkında Yargıtay Kararları
Yurtdışında Bebeğini Aldırmak
Şüpheli …’nın olay tarihi itibariyle resmi nikahlı eşi olan müştekiye yönelik çocuk düşürme suçunu işlemediğinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; dosyada mevcut whatssapp uygulama yazışmalarının içeriği, yine anne karnındaki bebeğin alınmasına dair hastane evrakı, yurt dışında yapılan işlemler için alınmış gidiş-dönüş uçak biletleri ve tarafların ifadeleri değerlendirildiğinde, bahse konu işlemin yapıldığı merkezle gerekli yazışmaların yapılarak tüm evrakın onaylı örneklerinin temin edilmesi,
Yine şüpheli ve müştekiye anılan işlem sırasında eşlik eden müştekinin teyzesinin açık kimlik ve adres bilgilerinin temin edilerek tanık sıfatıyla beyanına başvurulması gerektiği anlaşılmakla, soruşturma konusu ile ilgili olarak ayrıntılı bir araştırma ve inceleme yapılması için soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi, sonucuna göre kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın esası hakkında bir değerlendirme yapılması gerekirken, yazılı şekilde itirazın reddine ve karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 19.12.2017 gün ve 94660652-105-35-9228-2017-Kyb sayılı kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla incelenerek gereği düşünüldü:
… hakkında tehdit ve hırsızlık suçlarından, … hakkında çocuk düşürme ve iftira suçlarından yapılan soruşturma neticesinde Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığınca 08.06.2017 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, Alper hakkında çocuk düşürme suçundan soruşturma yapılmadığı anlaşılmakla, müşteki ile vekilinin dilekçeleri çocuk düşürme suçu yönünden şikayet başvurusu kabul edilip bu hususta mahallinde soruşturma yapılması mümkün olduğundan ve mevcut haliyle kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden, vaki talebin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 19.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (Y14CD,-19.04.2018)
Çocuk Düşürme Suçunda Zamanaşımı Süresi
Sanığa isnat edilen çocuk düşürme suçunun 5237 sayılı TCK’nın 100. maddesinde düzenlenip, öngörülen cezanın üst sınırı itibarıyla aynı Kanunun 66/1-e. maddesinde belirtilen 8 yıllık olağan dava zamanaşımına tabi bulunduğu ve hakkında beraat kararı verilen sanığın mahkeme sorgusunun yapıldığı 03.06.2014 ile inceleme günü arasında bu sürenin geçtiği anlaşıldığından, katılan vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanunun 322/1 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında müsnet suçtan açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 05.07.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. (Y9CD,-05.07.2022)
Çocuk Düşürme Suçu İçin Kabul Edilen Deliller
Suçun mağdurunun anne karnındaki cenin olduğu, dosya kapsamı ile taraf beyanlarına göre sanığın eşi olan katılanın hapiste bulunduğu dönemde birliktelik yaşadığı …la cinsel birlikteliğinden hamile kaldığı, sanığın eşinin davaya katılma hakkı bulunmadığı, katılan sıfatı bulunmayan …’ın temyiz talebinin CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, Sanık … hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Çocuk düşürme suçunun oluşumu için gebelik süresinin 10 haftadan fazla olması gerektiği, dosya kapsamı, doktor raporları, taraf beyanları ve sanık savunmasına göre gebeliğin 10. haftadan sonra sonlandığına dair delil bulunmadığı, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 04.07.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. (Y9CD,-04.07.2022)
Hapis Cezasının Seçenek Yaptırımlara Çevrilmesi
Sanığın daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması dikkate alınarak TCK.nın 50/3. maddesi hükmü gereği verilen 1 ay hapis cezasının TCK.nın 50/1. maddesinde bulunan adli para cezasına çevirme dışındaki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Sanık hakkında karar tarihinde yürürlükte olan 5271 sayılı Kanunun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağının tartışılmaması, Gerekçeli kararda yargılama gideri miktarı ve dökümünün gösterilmemesi suretiyle CMK.nın 324. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı, Üst Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun 12.07.2011 gün ve 233 sayılı Kararı ile … İlçesi adli teşkilatı kapatıldığından dosyanın … 20. Sulh Ceza Mahkemesine gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 18.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (Y14CD,-18.02.2013)