Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda “Hürriyete Karşı Suçlar” bölümünde düzenlenmiştir. Kanunda yer alan düzenleme uyarınca;
Madde 109- (1) Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
Ayrıca maddenin devam eden hükümlerinde suçun cezalandırılması hakkında ağırlaştırıcı haller sayılmıştır. Önemle belirtmek gerekir ki bu suç ile yasa koyucu mağdurun kendi rızasıyla davranabilme, bir yerden gidebilme ya da oraya gelebilme özgürlüğünü korumak istemektedir. Bu husus da yasa metnine ait gerekçenin 109. maddesine karşılık gelen bölümünde izah edilir.
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu yargılaması suçun işlendiği yargı çevresinde bulunan Asliye Ceza Mahkemelerinde yapılmaktadır.
Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçunun Unsurları
Eylem suçlarından biri olan kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun maddi unsuru mağduru bir yerde mahsur tutmak, bir yere götürmek ya da bir yerden çıkmasını engellemektir. Bu sayılan eylemlerin suçun maddi unsuruna vücut vermesi için bu eylemin hukuka aykırı bir şekilde gerçekleşmesi gerekir. Yani suç işlediği şüphesiyle bir kimseyi göz altına alan polis bu kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu işlemiş kabul edilmez.
Suçun manevi unsurunu ise kast oluşturur. Eğer bu suçu işleyen kimse gerçekleştirdiği eylemin hukuka aykırı olduğunun ve Türk Ceza Yasası kapsamında cezalandırılacağının farkında ise suç işleme kastının bulunduğunu söyleyebiliriz.
Suçun maddi ve manevi unsurlarının birlikte bulunması durumunda suçun gerçekleştiğini söylemek mümkündür.
Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçunun Cezası
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 109’ncu maddesinin ilk fıkrasında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu cezası, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası olarak ifade edilir. Ayrıca ikinci ve devam eden fıkralarda sanığın cezasının artabileceği haller sayılmıştır.
- Suçun silahla işlenmiş olması,
- Birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmiş olması,
- Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle işlenmiş olması,
- Kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle,
- Üst soy, alt soy ya da boşanılan eşe karşı,
- Kendisini savunmayacak kişiye karşı,
İşlenmesi halinde sanık hakkında hükmedilecek ceza miktarı bir kat artırılır.
Ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu işlenirken cebir, tehdit veya hile kullanırsa sanık aleyhine verilecek ceza iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası olur.
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun işlenmiş olması sebebiyle mağdur nezdinde ciddi bir ekonomik kayıp meydana gelirse ayrıca adli para cezasına hükmedilmesi de söz konusudur. Bu da suçun netice sebebiyle ağırlaşmış halini oluşturur. Bu husus yasanın 109. maddesinde ifade edilir.
Önemle belirtmek gerekir ki kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu cinsel bir amaçla işlenirse sanık aleyhinde hükmedilen ceza bir kat artırılacaktır.
Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçunda Etkin Pişmanlık
Türk Ceza Kanununda, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda etkin pişmanlık sistemi yer almaktadır. Faydalanmak için sanığın, mağduru suçun soruşturmasına başlanmadan önce serbest bırakması gerekir. Bu halde sanığa verilecek ceza miktarı üçte iki oranında azalır. Etkin pişmanlık, suçluya ait özel durumlar, suçun işleniş şekli veya suçun sonuçları gibi nedenlerle verilebilecek bir yaptırım değildir.
Ancak, suçluya ait özel durumlar, suçun işleniş şekli veya suçun sonuçları gibi nedenlerle yargıç, hapis cezasının uygulanmasının yerine, suçluya başka bir yaptırım uygulamasını kararlaştırabilir. Örneğin, suçluya ait önceki suçların olmaması, suçun işleniş şeklinin mazeretsiz olması veya suçun sonuçlarının ağır olmaması gibi nedenlerle yargıç, cezanın indirilmesini kararlaştırabilir.
Şikayet, Uzlaşma ve Zamanaşımı Süresi
Ceza yargılamamızda soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suçlar açıkça ifade edilmiştir. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu için bir şikayet hususu aramamıştır. Bu hükümden de açıkça anlaşılacağı üzere, mağdurun bir yere gitmesini, bir yerden gelmesini engelleyen sanık aleyhinde ceza yargılaması yapılması için mağdur şikayeti aranmaz.
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu uzlaştırma kapsamında değildir. Hal böyle iken de uzlaştırma bürosunun mağdur ile sanığı anlaşmaları, uzlaşmaları için bir uzlaştırmacıya yönlendirmeleri söz konusu değildir.
Bu suç için herhangi bir özel zamanaşımı süresi öngörülmemiştir. Bu durumda ceza sistemimizin genel zamanaşımı süresi olarak kabul ettiği 8 yıllık sürenin kabul edildiğini söylemek mümkündür.
Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu Hakkında Yargıtay Kararları
Cinsel Amaçla Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu
Sanığın hukuka aykırı olarak girdiği mağdurun evinde onu bir başka odaya zorla götürerek orada tutmak hareketi ve yine mağdura yönelik cinsel davranışlarını sona erdirdikten sonra gitmesini isteyen mağdurdan cep telefonu numarasını talep edip sonrasında ise numarayı teyit etmek amacıyla telefon araması yapmak suretiyle gerçekleşen eylemlerin cinsel saldırı amacı ve süresi dışında mağduru hürriyetinden yoksun kılma sonucunu doğuracak hareketler niteliğinde olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde atılı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun oluştuğu gözetilerek sanık müdafinin,
Sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken cezalandırılmasının usul ve yasaya aykırı olduğuna, mağdurun şikayetinden vazgeçtiğine yönelik temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 13.12.2021 gününde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu yönünden oyçokluğuyla, konut dokunulmazlığını bozma suçu yönünden oybirliğiyle karar verildi. (Y8CD, – 13.12.2021)
Delillerin Değerlendirilmesi (Beraat)
Sanıklar haklarında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin temyiz incelemesine gelince; sanık savunmaları, tanık …’ın beyanları, mağdur anlatımlarında; adli rapor içeriğindeki bulguların da hareket halindeki araçtan düşme neticesinde oluştuğunu beyan etmesi, sanıkların kendisini zorla araca bindirilerek cinsel saldırıda bulunduğunu belirten mağdurun, sanık …’un telefon numarasını almasının hayatın olağan akışına aykırı oluşu ve tüm dosya kapsamına göre sanıkların atılı suçu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraatleri yerine nitelikli cinsel saldırı suçundan verilen beraat gerekçesi ile de çelişecek şekilde yazılı şekilde mahkûmiyet hükümleri kurulması. (Y14CD, – 02.03.2016)
Mağduru Zorla Araca Bindirmek
Katılanların aşamalardaki istikrarlı ve samimi beyanlarına, sanıkların kısmen katılanları teyit eder nitelikteki savunmalarına, tanıkların anlatımlarına ve tüm dosya kapsamına göre; önce sanıklar … ve …’in mağdur …’i araçlarıyla köy çıkışına götürerek burada sanık …’ın göz yaşartıcı sprey sıkmak suretiyle katılanı yaralamasından sonra bırakmaları, akabinde bir süre sonra tekrar gelip katılanı alarak başka bir yere götürmeleri ve en son sanık …’in de diğer sanıklara katılarak her üç sanığın birlikte katılanı yine beraberlerindeki araca bindirerek bir okulun önüne götürmeleri şeklindeki eylemlerinin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği,
Zira katılan …’in, sanıkların aracına ilk binişinden sonraki süreçte cebir ve tehdit kullanılmak suretiyle hürriyetinden yoksun bırakıldığı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun temadi ettiği süreç içerisinde sanık …’in mağdur …’e yönelik işlediği sabit olan kasten yaralama ve tehdit suçlarının kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsuru olduğu gözetilmeden sanıkların kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan mahkûmiyetleri yerine, yazılı şekilde karar verilmesi. (Y14CD, – 30.10.2014)
Birden Fazla Mağdur Bulunması
Sanıklar haklarında mağdure…’ya yönelik tehdit ve kasten yaralama eylemlerinin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun tehdit ve cebir unsurunu oluşturduğu kabul edilerek, bu suçlardan hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde sanıkların mağdure…’ya yönelik tehdit ve kasten yaralama suçlarından (üçer kez) beraatlerine karar verilmesi, Sanıklar … ile …’in olay tarihinde mağdurelerin bulunduğu eve gelerek…’yı kaçırmak istedikleri sırada kendilerine engel olmaya çalışan mağdureler… ile …’ye cebir ve tehdit uygulayarak ellerini bağlayıp etkisiz hale getirdikten sonra mağdure…’yı kaçırmalarının ardından mağdureyi sanıklar … ile …’a ait eve götürdükleri ve burada mağdurenin kendi imkanlarıyla tuvalet penceresinden atlayarak kurtulduğunun anlaşılması karşısında,
Sanıklar … ile …’in mağdureler… ile …’ye yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan dolayı mağdure sayısınca ayrıayrı ikişer kez mahkumiyetlerine ve mağdureler… ile …’ye yönelik kasten yaralama, tehdit eylemlerinin ise kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsuru olmasından dolayı bu suçlardan hüküm kurulmasına yer olmadığına, sanıklar … ile …’ın ise mağdure…’ya yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna müşterek fail olarak katılmalarından dolayı mahkumiyetlerine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hükümler kurulması. (Y14CD, – 07.05.2018)
Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma ve Tehdit Suçu (Beraat)
Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve tehdit suçu için kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince; Sanığın, mağdurlara yönelik suçu işlediği sırada onları silahla tehdit etmesi eyleminin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun tehdit unsuru kapsamında kaldığı gözetilerek sanığın sadece TCK 109 hükmünce mahkûmiyetine karar verilmesi gerekirken ayrıca tehdit suçundan dolayı da hüküm kurulması. (Y14CD, – 12.09.2017)
Bir Davanın Tanığını Alıkoymak
Sanık hakkında kasten yaralama suçundan kurulan hükümlerin incelenmesine gelince; Mağdurelerden …’in sanığın eşi …’nin de kızı olduğu, olay tarihinde mağdurelerin…’dan …’ya sanık ile…arasında devam eden boşanma davası için geldikleri ve tanık …’nin evine götürmek istediği, mağdurelerin bunu kabul etmemesi üzerine sanığın hakaret ve tehditte bulunarak mağdureleri evine götürdüğü ve burada iken her iki mağdureyi darp ettiği olayda, sanığın kasten yaralama eylemlerini temadi eden kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediği sırada gerçekleştirdiği ve bu eylemlerin suçun cebir unsurunu oluşturduğu gözetilmeden ayrıca kasten yaralama suçlarından hüküm kurulması. (Y14CD, – 28.04.2014)
Silahla Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu
Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve işyerini dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz incelemesinde; Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanığın suçların unsurlarının oluşmadığına, tanık ifadelerinin taraflı olduğuna, hakkında lehe hükümlerin uygulanmadığına ve mağdurun şikayetten vazgeçtiğine ve sanık müdafinin suçların maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığına, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmadığına, tarafların evlendiklerine ve şikayetin bulunmadığına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
Sanık hakkında silahla tehdit suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz incelemesinde ise; Sanığın olay günü mağdur Aruz Bük’ün işyerine gelip, silah ile kolundan zorla tutarak kendi işyerine götürdükten sonra, orada da silahla tehdit eylemine devam ederek hürriyetini kısıtladığı anlaşılan olayda; mevcut silahla tehdidin TCK.nın 109/2. maddesindeki kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun tehdit unsuru içinde kaldığı gözetilerek eyleminin kül halinde “silahla kişiyi hürriyetten yoksun kılma ” suçunu oluşturacağı ve tek suçtan hüküm kurulması gerektiği halde, sanık hakkında hem silahla tehdit hem de kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından ayrı ayrı hükümler kurulması,
Yasaya aykırı, sanık ve müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.11.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi. (Y8CD, – 24.11.2021)
Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma ve Basit Cinsel İstismar
Olay günü aracıyla gezip alkol alan sanığın, mahalleden tanıdığı olan küçük mağdurlar …, … ile …’u araçla … ilçesinde gezdireceğini söyleyip hileyle otomobile binmelerini sağladıktan sonra ilçeden ayrılıp komşu … ilçesine doğru seyir halinde olduğu sırada durumu fark edip kendilerini geri götürmesini isteyen mağdurlara emanette kayıtlı kuru sıkı tabancayı göstermek suretiyle alıkoyduğu ve yan koltukta oturan mağdur …’ya şarap içirdikten sonra öpüp bacakları ile göğüslerini okşamak suretiyle basit cinsel istismarda bulunduktan sonra aracın yakıtının bitmesi üzerine durdukları yerde mağdurların araçtan inerek kaçıp yakındaki petrol istasyonuna sığındıkları tüm dosya içeriğinden anlaşıldığından, mevcut haliyle sanığın tek fiille her üç mağdura yönelik alıkoyma eylemin de bulunması nedeniyle aynı nevinden fikri içtima halinin olduğu anlaşılmaktadır.
TCK’nın 43/2. maddesinde düzenlenen aynı neviden fikri içtimada, aynı fiille aynı suçun farklı kişlere karşı aynı anda işlenmesi gerekmekte olup sanığın tek eylemle yaşı küçük mağdurlara karşı atılı suçu işlemesinden dolayı TCK’nın 109/2, 3a-3f-5, 43/1-2. maddeleri gereğince cezalandırılması gerekirken yazılı şekilde mağdurlar … ve … için ayrı ayrı mahkûmiyetlerine karar verilmesi neticesinde fazla ceza tayini,
Hükümlerden sonra Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan husus nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması, Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 24.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (Y14CD, – 24.12.2015)
Kişiyi Kaçırmak
Sanıklar Gökhan, Kudret, Metin ve Gülşah’ın mağdur İlkim’in yanında yaşadığı anneannesi katılan Filiz’in evinin yakınına geldikten sonra sanıklar Metin ve Gülşah araçta beklerken diğer sanıkların mağdur İlkim’i kaçırdığı, sanık Gülşah’ın çocuğunu da alarak Afyon iline gittiklerinin anlaşılması karşısında; sanık Gülşah’ın başından itibaren mağdur İlkim’in kaçırılması olayına katıldığı ve bu yüzden İlkim’e yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve katılan Filiz’e yönelik konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde beraatine hükmedilmesi, Bozmayı gerektirmiş O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 20.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (Y6CD, – 20.04.2015)
Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçuna Teşebbüs
Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanık …’nin, sanık …’nin eşi, sanıklar …… ve …’in babası, sanık …’in kayınbabası, sanık…’nin ise amcası olduğu, sanıkların Ankara’da ikamet ettikleri, sanık …’in gayriresmi eşi ve altı çocuğunun annesi olan …’ın olay tarihinden yaklaşık 6 ay önce Ankara’daki evden kaçarak… ilçesinde ikamet eden babası …’in evinde kalmaya başladığı, bunun üzerine sanıkların hep birlikte … model minibüs ile …’in …’ta bulunan evine gittikleri,
Sanıkların evde bulunduğu sırada …’ın evden kaçtığı, …’in, …’ın … ile kaçtığını sanıklara söylemesi üzerine, sanıkların …’ın, …’ı akrabası olan maktulün yanına götürebileceği düşüncesi ile maktulün kaldığı çadırın yanına gittikleri, sanık …’nin, maktul…e, gelini …’ı sorduğu,…in de …’dan haberinin olmadığını söylediği, bunun üzerine …’nin maktül…e, “Gelinim …getirilinceye kadar senin gelinin … benim yanımda kalacak” şeklinde tehditte bulunduğu, maktulün karşı çıkması üzerine sanık …’in, çok yakın mesafeden emanette kayıtlı … mm çaplı atışa mani mekanik herhangi bir arızası bulunmayan tabanca ile yere doğru 3 el ateş ettiği, bu arada sanık …’ın ani gelişen kasıtla ele geçirilemeyen av tüfeği ile otopsi raporunda belirtildiği şekilde en az 2 defa maktulün sırtına ve testislerine ateş ederek ölümüne sebebiyet verdiği olayda,
Sanık …’nin mağdur…’ya yönelik “Gelinim …getirilinceye kadar senin gelinin…benim yanımda kalacak” şeklindeki sözlerinin sair tehdit suçunu oluşturduğu halde, sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılmaya teşebbüs suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş olup, sanıklar … ve … müdafıileri ile sanık … müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden hükümlerin tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni ve tutuklulukta kaldığı süre nazara alınarak sanık … müdafiinin tahliye isteminin kabulü ile sanığın TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu yada hükümlü değil ise derhal salıverilmesi için yazı yazılmasına, 06.05.2014 gününde oybirliği ile karar verildi. (Y1CD, – 06.04.2014)