Tehdit Suçu ve Cezası

09.09.2020
1.647
Tehdit Suçu ve Cezası

Tehdit suçu, kanunda Hürriyete Karşı suçlar başlığı altında düzenlemiştir. Gerçekten de kişi özgürlüğünü engellemeye yönelik bir suç olan tehdit etme kanunun 106. Maddesinde ele alınmıştır. Yer alan ifadeye göre bir başkasını, o kişinin yakınlarını can veya mal güvenliği ile korkutma eylemi Tehdit Suçunu oluşturur. Yine kişinin kendisinin ya da yakınlarının cinsel dokunulmazlığının ihlal edileceği söylemi de tehdit fiilinin varlığına sebebiyet verir.

Eylemin doğurduğu neticelerin ağır olması sebebi ile tehdit davası ile yargılanan kimselerin; Asliye Ceza Mahkemelerinde görülen işlemlerini bir Samsun Ceza Avukatı gözetiminde gerçekleştirmesi, savunmalarını bu plan çerçevesinde gerçekleştirmesi daha faydalı olacaktır. Ancak kişi mahkeme önünde kendi savunmasını da yapabilir.

Sözlü Tehdidin Cezası Nedir?

Bir kimseyi kendi canıyla, malıyla ya da cinsel dokunulmazlığı ile tehdit eden kimse bu eylemi ister sözle ister yazıyla işlemiş olsun söz konusu suç oluşacaktır. Kanun koyucu kişinin yalnız mal varlığı ile tehdit edilmesi durumunda suçun şikayete bağlı olduğunu ve en fazla altı ay hapis cezası verilebileceğini öngörmüştür. Hatta sözlü tehdit sadece mal varlığı ile sınırlı kalmış ise doğrudan yalnızca adli para cezasına da hükmedilebilir.

Sözlü tehdidin cezası kanunda altı aydan iki yıla kadardır. Ancak bu sınır suçun basit halleri için söz konusudur. 106. Maddenin ikinci maddesinde yer alan Nitelikli Tehdit söz konusu olursa cezanın alt sınırı iki yıla üst sınırı ise beş yıla yükselir.  

Tehdit Suçunda Uzlaştırma

2016 yılında yapılan düzenleme ile tehdit suçu uzlaştırma hükümleri kapsamına alınmıştır. Ancak Yani ekseriyetle soruşturma aşamasında cumhuriyet savcısı tarafları bir uzlaştırma bürosuna yönlendirerek dava açılmasına gerek olmadan sulhu sağlamayı hedefler. Eğer bu şart gerçekleşmeden sanık aleyhinde İddianame düzenlenecek olursa sunulan mahkeme tarafından iade edilecektir. Dava aşamasında da taraflar ilgili mahkeme hakimi tarafından uzlaştırma yoluna gönderilebilir.

Tarafların soruşturma aşamasında savcının yönlendirdiği uzlaştırma bürosunda anlaşmaları halinde savcı tarafından kovuşturulmaya yer olmadığı kararı verilmelidir. Bu durumda tehdit cezası ortadan kalkar, şüpheli hakkında kamu davası açılmadan sorun ortadan kalkar. Elbette tarafların uzlaşmaları için mağdurun uğradığı maddi ya da manevi zarar şüpheli tarafından giderilmiş olmalıdır.

Kasten Yaralama, Kasten Öldürme Suçları ve Tehdit

Kanun koyucu maddenin 3. Fıkrasında ayrı bir düzenlemeye yer vermiştir. Buna göre kasten öldürme, kasten yaralama ve mala zarar verme suçlarının yanında mağdur tehdit de edilmiş ise her suçtan ayrı ayrı ceza verilir. Ceza miktarı tayin edilirken zincirleme suç hükümlerinin uygulanması da söz konusu olabilir.

Sanığın, ayakkabısını müştekiye doğru fırlattığı esnada “ yaşadığın her anın tadını çıkar, sana o günleri aratacağım, yapan sana iyi yapmamış” dediğinin iddia ve kabul edilmesi karşısında. TCK’nın 106/3. maddesi de gözetilerek, sanığın tehdit sözünü yaralamaya teşebbüs ettiği sırada mı, yoksa daha sonra mı söyleyip söylemediği kesin olarak tespit edilerek sanığın eylemlerinin bütünüyle silahla kasten yaralamaya teşebbüs suçunu oluşturup oluşturmadığı tartışılmadan. Eksik kovuşturma ve yetersiz gerekçe ile tehdit ve silahla kasten yaralamaya teşebbüs suçlarından ayrı ayrı hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

Tehdit Suçu Hakkında Yargıtay Kararları

 


 

Kurusıkı Tabancayla Tehdit

Sanıktan ele geçen kurusıkı tabancaya ilişkin Kriminal Polis Laboratuvarının raporunda, namlu içerisinde ve ortasında boşluk bulunan gaz ayırıcı parçası gibi teknik özelliklerinde sonradan değişlik yapıldığını gösterir nitelikte herhangi bir bulgu ve emarenin olduğuna ilişkin tespit olmaması, namlusu içerisinde gaz ayırıcı parçası bulunsa da, bu gaz ayırıcı parçasının el yardımı veya tornavida marifetiyle kolaylıkla çıkartılıp özel nitelikte imal edilen ateşli silah fişleklerini atabilecek hale dönüştürülebileceğinin belirtilmesi, sanıkta tadil edilmiş bilyeli mermi ele geçirilememiş olması karşısında, sanığın aşamalarda suça konu silahın kurusıkı tabanca olduğuna ilişkin savunmasının aksine ele geçen tabancanın vasıflarını bilerek bulundurduğuna dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı halde, sanığın beraati yerine yetersiz gerekçelerle mahkumiyetine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

Mağdurun Şikayetinden Vazgeçmesi

TCK’nın 106/1-2. Fıkrasında düzenlenen sair tehdit kapsamında kaldığının kabul edilmesi halinde ise; müştekinin sanıktan şikayetçi olmadığını beyan etmesi karşısında, kovuşturulması şikayete bağlı olan sair tehdit suçu yönünden, TCK’nın 73/4. maddesi uyarınca sanığın şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği saptanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi bozmayı gerektirmiştir.

Ziyaretçi Yorumları (1)