
Gürültüye neden olma suçu Türk Ceza Kanunu’nun 183’üncü maddesinde düzenlenmektedir. Kanunda yer alan tanıma göre suçun oluşabilmesi için gürültü yapan kimsenin amacının ve eyleminin hukuka aykırı olması gerekir. Bu tanımlar dahilinde suçun ancak özel kastla işlenebileceğini söylemek mümkündür.
Türk Ceza Kanunu 183. Maddesi uyarınca Gürültüye Neden Olma suçunun oluşabilmesi için:
- Gürültü yaratmak,
- Yaratılan gürültünün insan sağlığının zarar görmesine elverişli olması.
Her iki unsurun da var olması durumunda sanığın ya da şüphelinin gürültü suçunu işlemiş olduğu söylenebilir.
Yasadaki tanımından da anlaşılacağı üzere bu suçun doğrudan hedef alınmış bir mağduru yoktur. Oluşan gürültüden etkilenen herkes bu suçun mağduru olabilir. Doğrudan bir kişinin hedef alınması suretiyle suçun işlenmesi halinde bu kez TCK’nın 123. maddesindeki kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu meydana gelir.
Suçun yargılaması yetkili Asliye Ceza Mahkemelerinde gerçekleşir.
Gürültüye Neden Olma Suçunun Unsurları
TCK’nın 183 düzenlenen bu suç bir somut tehlike suçudur. Suçtan yargılanan kimsenin cezalandırılması için yasal unsurların somut olayda mevcut olması aranır.
Mağdurun Sağlığının Zarar Görmesi Riski: Sanılanın aksine suçun meydana gelmesi için oluşan gürültünün insan sağlığına bir zarar vermiş olması gerekmez. Bu yönde bir tehlike oluşturması dahi sanığın ya da şüphelinin cezalandırılması için yeterli olarak görülmektedir. Zarar tehlikesi yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuyla tespit edilir. Bilirkişi raporunun usul ve esas açısından taşıması gereken şartlar emsal nitelikte Yargıtay kararları ile belirlenmiştir. Bu kararlar makalemizin devam eden bölümlerinde yer almaktadır. (Y18CD,-27.04.2016)
Gürültüye Neden Olma Suçunda Şikayet ve Uzlaşma
Gürültüye neden olma suçu TCK’nin 183’üncü maddesinde düzenlenmiştir. Madde metninde yer alan açıklama dikkate alındığında gürültüye neden olma suçunun şikayete bağlı olmadığı görülmektedir. Hal böyle iken de kovuşturma ya da soruşturma aşamasında şikayetçi olan kimselerin şikayetlerinden vazgeçmesinin yargılamaya herhangi bir tesiri olmaz. Bu hususta Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2013/11341 Esas ve 2014/29518 Karar sayılı kararı incelenebilir.
TCK’nın 183. maddesinde yer alan gürültüye neden olma suçunun takibinin şikayete bağlı olmadığı gözetilerek, duruşmalara devamla mevcut kanıtlara göre hüküm kurulması gerekirken, “müştekilerin şikayetlerinden vazgeçmiş olduğu anlaşılmakla açılan kamu davasının TCK 73/4 ve CMK 223/8. maddeleri gereğince düşürülmesine” biçimindeki kanuni olmayan gerekçeyle düşme kararı verilmesi. (Y4CD,-20.10.2014)
Gürültüye neden olma suçunun şikâyete bağlı olmaması sebebiyle suçun uzlaştırmaya tabi olmadığını da ifade etmek gerekir. Zira ceza yargılamamızda bir suçun uzlaştırma kapsamına alınması için şikayete bağlı olması gerekir.
Gürültüye Neden Olma Suçunun Cezası
Gürültüye neden olma suçu cezası yasada iki aydan iki yıla kadar hapis cezası veya eş değer miktarda adli para cezası olarak düzenlenmiştir. Bu düzenleme uyarınca suçu işlediği sabit görülen sanık aleyhinde, yargılamaya bakmakla görevli ve yetkili olan asliye ceza mahkemesi hakimi aşağıdaki cezaları verebilir:
- Hapis Cezası: Sanığın suçunun sabit görülmesi halinde 2 aydan 2 yıla kadar hapis cezası alması söz konusu olur.
- Adli Para Cezası: Hakim suçunu sabit gördüğü gürültüye neden olma suçu ile yargılanan sanık aleyhinde sanığın ekonomik durumunu da dikkate alarak adli para cezasına hükmeder.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Gürültüye neden olma suçu için yasada öngörülen ceza sınırının iki yılın altında olması sebebiyle sanığın cezalandırılması yönünde karar tesis eden hakim, bu cezanın HAGB hükümleri çerçevesinde geri bırakılmasına da karar vermesi mümkündür. Elbette sanık lehine bu hükümlerin yürütülebilmesi için sabıka kaydı, yasal ceza sınırı, sanığın geri bırakmayı kabul edip etmemesi gibi hususlar da dikkate alınır.
Gürültüye Neden Olma Suçu Hakkında Yargıtay Kararları
Gürültünün İnsan Sağlığı İçin Tehlikeli Olması Şartı
Gürültüye neden olma suçun oluşması için sanığın ilgili Kanunlarda belirlenen yükümlülüklere aykırı olarak başka bir kimsenin sağlığının zarar görmesine elverişli bir şekilde gürültüye neden olması yeterlidir. TCK’nın 183. maddesindeki suç somut tehlike suçudur. Suçun oluşması için gürültüye maruz kalan kişinin sağlığının bozulması gerekmez, gürültünün insan sağlığını tehlikeye düşürmeye elverişli olması yeterlidir.
Gürültüye Neden Olma Suçunda Zamanaşımı Süresi (Düşme)
Sanığı yüklenen gürültüye neden olma suçunun Yasa maddesinde öngörülen cezanın türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu 5237 sayılı TCK’nın 66/e maddesinde belirlenen 8 yıllık dava zamanaşımının, zamanaşımını kesen son işlem olan sanığa mahkumiyet kararının verildiği 2007/109 esas 2008/1148 sayılı karar tarihi olan 18/12/2008 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmekle sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak; yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta anılan Yasanın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkında gürültüye neden olma suçundan açılan kamu davasının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle, 5237 sayılı TCK’nın 66/e ve CMK’nın 223. maddeleri gözetilerek DÜŞÜRÜLMESİNE, 09/01/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. (Y18CD,-09.01.2017)
Suçun Şikayete Bağlı Olması
TCK’nın 183. maddesinde yer alan gürültüye neden olma suçunun takibinin şikayete bağlı olmadığı gözetilerek, duruşmalara devamla mevcut kanıtlara göre hüküm kurulması gerekirken, “müştekilerin şikayetlerinden vazgeçmiş olduğu anlaşılmakla açılan kamu davasının TCK 73/4 ve CMK 223/8. maddeleri gereğince düşürülmesine” biçimindeki kanuni olmayan gerekçeyle düşme kararı verilmesi. (Y4CD,-20.10.2014)
Gürültü Suçunda Mağdurun Toplum Olması
Gürültüye neden olma suçunun belli bir mağduru yoktur. Toplumda yaşayan herkes bu suçun mağduru olabilir. Gürültünün belli olmayan bir kimseye karşı yapılması bu suçu TCK’nın 123. maddesindeki kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan ayırmaktadır. Anılan Kanun maddesindeki suçun faili belli bir kimseyi hedef almakta iken, TCK’nın 183. maddesindeki suçun faili belli bir kimseyi hedef almamaktadır. Bu suçun oluşması için sanığın ilgili Kanunlarda belirlenen yükümlülüklere aykırı olarak başka bir kimsenin sağlığının zarar görmesine elverişli bir şekilde gürültüye neden olması yeterlidir. TCK’nın 183 . maddesinde düzenlenen suç somut tehlike suçudur. Suçun oluşması için gürültüye maruz kalan kişinin sağlığının bozulması gerekmez, gürültünün insan sağlığını tehlikeye düşürmeye elverişli olması yeterlidir. Somut olayda, öncelikle suça konu gürültünün insan sağlığına zarar görmesine elverişli olup olmadığı yönünde rapor alınarak sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi bozma sebebi olarak görülmüştür. (Y18CD,-21.02.2017)
Yargılamada Bilirkişi Raporunun Önemi
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda gürültü düzeyinin insan sağlığının zarar görmesine elverişli olup olmadığı yönünde değerlendirme içeren bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak beraat kararı verilmesi kanuna aykırı ve katılan … vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 07/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. (Y18CD,-07.01.2019)
Kuru Sıkı Tabancayla Ateş Etmek ve Gürültüye Neden Olmak
Ateşlenebilen bir silahın işlevine uygun ve sonuç doğurmaya elverişli bulunmayan “kuru sıkı” olarak tabir edilen tabanca ile yerleşik yerde ateş etme şeklindeki eylem, 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 36/1. madde ve fıkrasında tanımı yapılan gürültüye neden olma kapsamında olup idari yaptırımı gerektirdiği gözetilmeden, eylemin nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek suça sürüklenen çocuğun 5237 sayılı TCK.nun 170/1-c maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 28.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi. (Y8CD,-28.01.2014)
Gürültüye Neden Olma Suçunda Ses Ölçümü Yapılması
Öte yandan çevresel gürültüye maruz kalma seviyelerinin insan sağlığı üzerinde zararlı etkilere sebep olabileceği gürültüye hassas olan eğlence yerleri hakkında Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliğinin 24. maddesi gereğince gürültü seviyesi ve arka plan gürültü seviyelerinin ve sınır değerlerin aşılıp aşılmadığının , aşılmış ise hangi ölçüde aşıldığının ancak teknik araçlarla ses ölçümü yapılarak belirlenebileceğinden bu tür mekanlarda denetimlerin teknik donanımı haiz uzman ve yetkili kurumlar tarafından yapılması gerektiği. (Y19CD,-22.03.2021)
Bilirkişi Raporunda İmzası Bulunması Gereken Kimseler
TCK’nın 183. maddesi, gürültünün “başka bir kimsenin sağlığının zarar görmesine elverişli” olması şartını aramaktadır. Bunun yanında TCK’nın 123. maddesi ise eylemin suç olarak vasıflandırılabilmesi için “sırf huzur ve sükûnu bozmaya” yönelik olması gerektiğini kabul etmiştir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 36. maddesinde de gürültüye ilişkin düzenlemeye yer verilmiş, gürültünün, başkalarının huzur ve sükûnunu bozması gerektiğini belirtmiştir. Aynı Kanun’un 15/3 maddesi, bir fiilin hem kabahat hem de suç olarak tanımlandığı durumlarda, sadece suçtan dolayı yaptırım uygulanabileceğini, suçtan dolayı yaptırım uygulanamayan hallerde ise kabahat dolayısıyla yaptırım uygulanacağı kuralına yer vermiştir.
TCK’nın 183. maddesinde suç olarak tanımlanan gürültünün insan sağlığının zarar görmesine “elverişli” olması gerektiği kabul edilmiştir. Bu durumda “elverişlilik” ibaresinin, insan sağlığının zarar görmesi ihtimalini, zarar vermeye uygun olmayı ifade ettiği, dolayısıyla suçun tehlike suçu olarak düzenlendiği, suçun oluşumu için somut zararın gerçekleşmesi gerekmediği kabul edilmelidir.
Görüldüğü gibi hukukumuzda gürültüye ilişkin farklı şartlara tabi tutulmuş farklı düzenlemeler bulunmaktadır. Bu durumda gürültüye ilişkin düzenlemelerin tamamı birlikte değerlendirilerek uygulanacak yaptırımın belirlenebilmesi için kapsadıkları alanların belirlenmesi gerekir.
Ayrıca, gürültü kirliliği açısından TCK’nın 183. maddesi kapsamında gerekli ölçümlerin yapılması, ölçülen gürültü düzeyinin insan sağlığının zarar görmesine elverişli olup olmadığının bilimsel ölçütlere göre değerlendirilmesi için dosya, üniversitelerin, Kulak Burun Boğaz Anabilim dalında uzman Kulak Burun Boğaz hekimlerinden, tercihen odyoloji uzmanlığı bulunan iki hekim ve yine bir odyologdan oluşacak üç kişilik heyete dosya tevdi edilerek, somut olayda gürültünün, insan sağlığının zarar görmesine elverişli olup olmadığı yönünde rapor alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekir. (Y18CD,-27.04.2016)
Şantiye, Fabrika veya Atölyede Gürültü Yapmak
Gürültü, fail tarafından sırf huzur ve sükûnu bozmak maksadıyla yapılmamış, bir kimsenin sağlığının zarar görmesine elverişli olmayacak boyutta ancak mağdurun huzur ve sükûnunu bozacak nitelikte ise 2872 sayılı Kanun’un 14, 20/h maddesindeki kabahat;
Çevresel gürültünün kaynağı, 2872 sayılı Kanun’un 14. maddesinde bahsedilen ulaşım araçları, şantiye, fabrika, atölye, işyeri, eğlence yeri, hizmet binaları ve konutlar haricindeki bir yer ise ya da sırf huzur ve sükunu bozma amacına yönelmemiş yahut bir kimsenin sağlığının zarar görmesine elverişli olmayacak nitelikte ise 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 36. maddesindeki kabahat kapsamında hukuki sorumluluğun değerlendirilmesi gerekeceği, Somut uyuşmazlık kapsamında; idari yaptırım kararının 2872 sayılı Çevre Kanunu kapsamında değil,
5326 sayılı Kanun’un 36/2. maddesi kapsamında verildiği anlaşılmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği “2-” numaralı sebeple yerinde görüldüğünden, kanun yararına bozma talebinin kabulüyle, … 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 15/05/2018 tarihli ve 2018/2752 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nin 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, uygulanan idari yaptırım kararının kaldırılmasına, 23.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. (Y19CD,-23.06.2021)
Evde Yüksek Sesle Müzik Dinlemek
Oluşa ve dosya içeriğine göre, katılanlarla aynı apartmanda oturan sanığın arkadaşlarını evine çağırıp gece geç saatlere kadar yüksek sesle müzik dinleyerek gürültüye neden olmaktan ibaret eylemlerini sırf katılanların huzur ve sükununu bozmak amacıyla yapmadığından 5237 Sayılı TCK.nun 123. maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturmayacağı, 5326 Sayılı Kabahatler Kanununun 36/1. maddesinde düzenlenen “başkalarının huzur ve sükununu bozacak şekilde gürültüye neden olma” suçunu oluşturacağı gözetilmeden suç vasfında hataya düşülerek, yazılı şekilde kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan mahkumiyet hükmü kurulması bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 09/04/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (Y2CD,-09.04.2012)
Gürültü Yapan Kimselere İdari Para Cezası Verilmesi
Somut olayda gürültü yapma eylemi nedeniyle verilecek idari para cezasına itiraz mercinin görevli idari yargı mercileri olması, kanun yararına bozma talebine konu edilen değişik iş kararını veren mahkemece, davanın esası hakkında karar verilmek üzere dosyanın görevli ve yetkili idari yargı merciine gönderilmesi yerine, işin esasına geçilerek yapılan itirazın reddine karar verilmesi kanuna aykırı görülmekle. (Y19CD,-17.04.2017)
Ev Kapısını Yumruklayarak Gürültüye Neden Olma
Sanığın, katılanların kapısını yumruklamak, apartman demirlerine ve evin duvarlarına vurmak şeklinde gerçekleşen eyleminde, sanığın aşamalarda suçlamayı kabul etmemesi ve dosya kapsamındaki tanıkların katılanların çocukları olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, suçun ısrar unsuru ile sırf huzur ve sükunu bozma saikiyle yapılıp yapılmadığının tespiti açısından, olaya tarafsız tanık olabilecek komşular araştırılmadan ve eylemin 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 36/1. madde ve fıkrasında tanımı yapılan başkalarının huzur ve sükununu bozacak şekilde gürültüye neden olma kapsamında olup olmadığı hususları tartışılmadan sanık hakkında eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle mahkumiyet kararı verilmesi. (Y18CD,-17.12.2015)
Gürültüye Neden Olma Suçu ve Kasten Öldürme
Oluşa ve dosya içeriğine göre, maktulün, sanığın ikamet ettiği apartmanın bitişiğinde bulunan apartmanın zemin katındaki işyerini sıhhi tesisatçı olarak çalıştırdığı, maktül ve yanında çalışan gençlerin sık sık kalabalık bir grup halinde işyerinin önünü mesken tutmaları, geceleyin geç vakitlere kadar oturup yüksek sesle müzik dinlemeleri, okey oynamaları ve küfürlü konuşarak rahatsız edici boyutta gürültüye neden olmaları ve bu nedenle bir çok kez şikayete konu edildikleri,
Bu durumun sanığın eşi tanık …, mahalle sakinlerinin beyanları ve hatta maktulün arkadaşlarının beyanları ile sabit olduğu, sıkça uyarılmasına rağmen maktulün rahatsız eden gürültüye devam etmeye sebep olması ve olay gecesi de aynı şekilde maktul ile arkadaşlarının işyeri önünde toplandığı, sanığın iş dönüşü maktulü işyerinin önündeki kaldırımda görmesi üzerine silahla ateş ederek maktulü öldürdüğü olayda, sanık hakkında TCK’nin 29. maddesi uyarınca asgari oranda haksız tahrik indirimi yapılması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazların bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak BOZULMASINA, sanık hakkında tayin olunan ceza miktarı ile tutuklu kaldığı süre dikkate alınarak sanık müdafiinin tahliye talebinin REDDİNE, 13/01/2020 gününde oy birliği ile karar verildi. (Y1CD,-13.01.2020)