Yardım Veya Bildirim Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi Suçu

15.10.2024
130
Yardım Veya Bildirim Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi Suçu

Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 98’inci maddesinde düzenlenmiştir. Kanunda yer alan tanıma göre içerisinde bulunduğu durum sebebiyle bireysel olarak davranışta bulunamayacak kişiye yardımcı olmayan ya da bu durumu kamu kurumlarına bildirmeyen kişinin cezalandırılmasına karar verilir.

Bir önceki ceza yasası olan 765 sayılı yasada da düzenlenen yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçu genellikle trafik kazaları sonucunda karşımıza çıkan bir suç türüdür. Sürücüler kaza anının yarattığı heyecan duygusuyla olay yerini terk etmekte ve mağduru o haliyle ortada bırakmaktadır.

Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçu davalarına suçun işlendiği yer Asliye Ceza Mahkemesi bakmakla görevlidir.

Yardım Veya Bildirim Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi Suçunun Unsurları

Türk Ceza Kanunu’nda bulunan her maddeyle ve bu maddelere karşılık gelen suçlarla bir toplumsal menfaat korunmak istenir. Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçu ile korunmak istenen değer de güçsüz haldekileri koruma ve onlara yardımcı olmaktır. Bu kapsamda suçun unsurlarını aşağıdaki gibi belirtmek mümkündür:

  • Suçun Maddi Unsuru: İlgili yasa maddesi uyarınca suçun maddi unsurunu hastalığı veya yaralanması dolayısıyla ya da başka herhangi bir nedenle kendini idare edemeyecek durumda olan bir kimseye hal ve koşulların elverdiği ölçüde “Yardım etmemek” yada “durumu derhal ilgili makamlara bildirmemek” şeklindeki ihmali davranışlar olarak ifade etmek gerekir.

 Elbette kişi her durumda yardım etmeye zorlanamayacaktır. Şüpheli ya da sanığın yardım etmeme nedeniyle suçlu bulunabilmesi için olay anında sahip olduğu imkan ve güç değerlendirilmektedir.

  • Suçun Manevi Unsuru: Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçu manevi unsuru ise kasttır. Daha açık bir şekilde ifade etmek gerekirse yargılanan kimsenin mağdurun içerisinde bulunduğu durumu ve yardıma ihtiyacı olduğunu bilmesi gerekir. Sanık, mevcut durumu bilmesine karşın yardım etmeyi istememelidir.

Suçun unsurları içerisinde manevi unsur olarak kastın ifade edilmesi yargılanan sanık ya da şüpheli için oldukça önemlidir. Zira bu suçtan bir cezaya hükmedilebilmesi için sanığın kasten hareket etmiş olması aranır.

Yardım Veya Bildirim Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi Suçunun Cezası

Fiziksel gücü dahilinde yaşı, hastalığı ya da sair bir durum sebebiyle kendini idare edemeyecek kişiye yardımcı olmamak şeklinde işlenen yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçu için yasada öngörülen ceza miktarı bir yıla kadar hapis cezasıdır.

Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçu davasına bakmakla görevli olan Asliye Ceza Mahkemesi hakimi kişinin cezalandırılmasına karar verirken hem yardımcı olmamak hem de ihbarda bulunmamak eylemlerini ayrı ayrı değerlendirmelidir. Eğer sanığın her iki imkanı da mevcut değilse cezalandırılmasına karar verilemeyecektir.

Suçun takibinin şikayete bağlı olmaması nedeniyle mağdurun yargılama esnasında şikayetinden vazgeçmesi sanığın ya da şüphelinin durumunu değiştirmez. Yine suç uzlaştırmaya da tabi değildir.

Yardım Etmeme Sonucunda Kişinin Ölmesi

Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçu cezası için yasada bir de ağırlaşmış suç hali düzenlenmiştir. Düzenlemeye göre yardım ve bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi sonucunda mağdurun hayatını kaybetmesi halinde bir üst parafrafta belirtilen bir yıla kadar hapis cezası uygulanmaz.

Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi sonucunda mağdurun hayatını kaybetmesi halinde sanık aleyhinde bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası uygulanır. Ancak önemle belirtmek gerekir ki sanık aleyhinde bu cezaya hükmedebilmek için ölüm ihtimalinin sanıkça tahmin edilebilir olması gerekir. Yani hukuken ifade etmek gerekirse en azından taksirle hareket edilmiş olmalıdır.

Yardım Yükümlülüğü Nasıl Yerine Getirilir?

Türk Ceza Kanunu’nun 98’inci maddesinde halihazırda mevcut olan durumu için yardıma muhtaç olan kişiye yardımcı olmayanın bir yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması öngörülmüştür. Hatta yardımcı olunmama sonucunda mağdurun hayatını kaybetmesi sonucunda sanığa verilecek cezanın üç yılda kadar artacağı da ifade edilmiştir.

Bu kapsamda yardım yükümlülüğünün ne şekilde yerine getirilmesi gerektiği yerleşik Yargıtay uygulamasında detaylı bir şekilde izah edilmiştir. Buna göre yardım yükümlülüğü;

  • Mevcut olan güç ve imkan kapsamında yerine getirilmelidir.
  • Kimse olağan sınırın üstünde bir yardımda bulunmaya zorlanamaz.
  • Yardıma ihtiyacı olan kimseye yardımcı olmak için kendi hayatını ya da sağlığını tehlikeye atması beklenemez.

Bu kapsamda ve yerleşik Yargıtay uygulamalarıyla birlikte ulaşılması gerekilen sonuç yasada ifade edilen yardımcı olma eyleminin makul sınırlar içerisinde yapılması beklenen yardım olduğudur.

Bildirim Yükümlülüğü Nasıl Yerine Getirilir?

Yasada bir cezalandırma sebebi olarak bildirim yükümlülüğünü yerine getirmemek de ifade edilmiştir. Bildirimin nasıl yapılacağı doğrudan yasa maddesinde tanımlanmamış ise de yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçu için rehber kabul edilen Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/48464 Esas ve 2015/40856 Karar sayılı ilamında bildirimin şartları ifade edilmiştir. Buna göre bildirim yükümlülüğü;

  • Bildirim derhal yapılmalıdır.
  • Mevcut durum dahilinde en uygun bildirim şekli tercih edilmelidir.

Bildirim makamının neresi olabileceği yine aynı kararda ifade edilmiştir. Buna göre yardıma ihtiyacı olan kişinin mevcut durumu hakkında adliye, hastane, polis ya da jandarmaya haber veren kişinin yasa maddesinde zorunlu kılınan bildirim yükümlülüğünü yerine getirmiş olduğu söylenebilir.

Koruma ve Gözetim Yükümlülüğü Bulunana (Aileye) Yardım Etmemek

Türk Ceza Kanunu’nun 98’inci maddesinde düzenlenen yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçu ancak koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunmayan kimselere karşı işlenebilen bir suçtur.

Yukarıda ifade ettiğimiz üzere eşi, annesi, babası ya da çocuğuna; içerisinde bulunduğu yaş, hastalık ya da herhangi bir durum sebebiyle kendini idare edemeyecek durumda olmasına karşın yardımcı olmayan ya da yardıma muhtaçlık durumunu ilgili kurum ve kuruluşlara ihbar etmeyen kimsenin bu suçtan cezalandırılmasına imkan yoktur.

Aile hukukundan kaynaklanan bakım, gözetim ve koruma yükümlülüğü Türk Ceza Kanunu’nun 253 ve 254’üncü maddelerinde ayrı bir suç olarak düzenlenmiştir.

Yardım Veya Bildirim Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi Suçu Hakkında Yargıtay Kararları

Arabayla Çarptığı Yayayı Bırakıp Kaçmak (Beraat)

Sanık hakkında yardım ve bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz talebinin incelenmesinde;  Ehliyetsiz ve aşırı alkollü olan sanığın meskun mahalde, gece vakti, tek yönlü ıslak zeminli asfalt kaplama yolda seyir halindeyken, karşıdan karşıya geçmek isteyen katılana çarparak nitelikli şekilde yaralanmasına sebep olduğu somut olayda; sanığın kazadan sonra durmayarak yoluna devam ettiği, katılanı yaralı vaziyette kaza mahallinde bıraktığı anlaşılmış ise de,

Olay yerinde tanık olan kişilerin de bulunduğu, çevrede bulunanların yardımı ile katılanın olaydan hemen sonra kısa süre içinde hastaneye götürüldüğü anlaşılmakla, sanık hakkında yardım ve bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçunun kanuni unsurları oluşmadığından, atılı suçtan beraati yerine, delillerin hatalı değerlendirilmesi sonucu mahkumiyetine karar verilmesi; Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA; 17.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Motosikletliye Çarpıp Olay Yerini Terk Etmek (Beraat)

İdaresindeki araç ile saat 18.00 sıralarında şerit ihlali yaparak, karşı yönden seyreden … idaresindeki motosikletle çarpışmaları sonucu motosiklette yolcu olan …’ın ölümüne, kendisinden şikayetçi olmayan …’in vücudunda hayat fonksiyonlarını 4. derecece etkileyen kemik kırığı oluşacak derecece yaralanmasına neden olan sanığın, …’in de bildirdiği üzere yaralıları yol kenarına taşıdıktan sonra, olay yerine yardım etmek üzere önce kimlikleri tespit edilemeyen tanıkların, sonra cep telefonu ile …’in kayınpederi tanık … ile tanık …’nin olaydan haberdar olmalarını ve olay yerine gelmelerini sağlayan tanık …’ın, en son … ile muhtar olup, olayı jandarmaya ve sağlık görevlilerine haber veren tanık …’nin gelmesi sonrası,

Olay yerini terk ettiği, bundan sonra jandarmanın olay yerine saat 18:15 sıralarında geldiği dikkate alındığında yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçunun yasal unsurları oluşmadığı gözetilmeden sanığın atılı suçtan beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince tebliğnamedeki isteme uygun olarak BOZULMASINA, 04/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yaşı Küçük Çocuklara Bilet Satmak

Kayseri Şehirler arası otobüs terminalinde herhangi bir firmaya bağlı olmadan bilet satışına aracılık yapan sanığın, olay günü sırtlarında okul çantaları olan ve on iki yaşında ilkokul 6. sınıf öğrencisi olup kendilerini idare edemeyecek durumda bulunan mağdurları karnelerinde zayıf not bulunması nedeniyle eve gitmek yerine kaçarak Ankara’ya gitmek üzere geldikleri otogarda görerek yanlarına gidip, yaş ve fiziki durumlarını görmesine ve öğrenci olduklarını anlamasına karşın nereye gitmek istediklerini sorduğu ve yanlarında velilerinin bulunmaması nedeniyle durumu derhal ilgili makamlara bildirmek yerine Ankara’ya gitmeleri için normalin üzerinde fiyata bilet temin ederek otobüse bindirdiği iddia edilen olayda,

Kanıtlanması halinde sanığın eylemi yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçunu, öncelikle soruşturma aşamasında beyanlarına başvurulan ve mağdurların bilet satın aldıkları otobüs firmasının yetkilisi olan Ünal Gökduman ile mağdurlardan Metehan Deniz’in dinlenilmesi ve belirecek duruma göre karar verilmesi gerekirken eksik kovuşturmayla sanığın beraatine hükmedilmesi, Kanuna aykırı ve katılan … vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 25/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (Y4CD,-25.12.2015)

Kanser Hastası Olan Eşin Bakımıyla İlgilenmemek (Beraat)

Sanığın boşanma aşamasında olduğu eşi katılan … yaklaşık 10 yıldır kanser hastası olup beynindeki tümör nedeniyle tedavi gördüğü, hastalığının son dönemlerinde yatalak duruma gelmesi nedeniyle anne ve babasının katılanı kendi evlerine alarak bakımını burada yaptıkları, sanığın eşine nafaka bağlandıktan sonra eşinin ağır hastalığı nedeniyle gördüğü tedavinin devam edebilmesi için SSK prim ödemeleri konusunda daha dikkatli davranması gerektiği halde bu konuda yeterli hassasiyeti göstermeyerek mağdurenin tedavisinde ve ilaçlarının alınmasında sorun yaşamasına neden olduğu olayda,

Katılanın sanık eşinin koruma ve gözetim yükümlülüğü altında bulunması nedeniyle TCK’nın 98. maddesinde düzenlenen Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçundan bahsedilemeyeceği, bu suçun oluşması açısından katılanın sanığın koruma ve gözetim yükümlülüğü altında bulunmayan kişilerden olmasının gerektiği, öte yandan katılanın anne ve babasının bakmak üzere katılanı kendi evlerine götürmeleri nedeniyle, olayda bu suçun yasal unsuru olan “kendi haline terk” unsuru gerçekleşmediğinden terk suçu da oluşmayacağı gözetilerek yerel mahkemece isabetli biçimde beraat kararları verilmesi karşısında, Eylemlere ve yükletilen suçlara yönelik katılan … vekilinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA. (Y4DC,-15.12.2015)

Birlikte Uyuşturucu Madde Kullanılan Kimsenin Ölmesi

Sanık ile birlikte uyuşturucu madde kullanan ölenin rahatsızlanması üzerine, rahatsızlığın uyuşturucu kullanımından kaynaklandığını zanneden sanığın durumun anlaşılması halinde soruşturmaya maruz kalacağı düşüncesiyle yanlarında bulunan suça sürüklenen çocuk …’a öleni hastaneye götürmemesini tembihlemesi, kendisinin de bildirimde bulunmadığı gibi ölenin tıbbi yardım almasını da sağlamaması,

Yaklaşık dokuz saat sonra hastaneye götürülen ölenin uyuşturucu kullanımı nedeniyle rahatsızlanmayıp, kendisinde mevcut akciğer ödemine dayalı olarak tedaviye cevap vermeyerek ölmesi şeklinde gerçekleşen olayda, aldığı uyuşturucu maddenin etkisi ile kendini idare edemeyecek durumda bulunan ölene sanığın yardım veya bildirim yükümlülüğünü yerine getirilmemesi nedeniyle, Yerel Mahkemece isabetli biçimde sanığın mahkumiyetine karar verilmiş olması karşısında,

Sanığa yükletilen yardım veya bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeme eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçu tipine uyduğu, Cezanın yasal bağlamda uygulandığı, Anlaşıldığından sanık …’ın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 25/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (Y4CD,-25.12.2015)

Kişi Kendi İşlediği Suçta Yardım Veya Bildirim Yükümlülüğünü Yerine Getirmeme Suçu Faili Olamaz

Kasti veya taksirli hareketi ile mağdurun yardıma muhtaç hale gelmesine neden olan kişi, yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçundan faili olamaz. Failin, kendi davranışı ile yardıma muhtaç hale gelen mağdura yardım etmesi ya da durumu ilgili makamlara bildirmesi gerekir ise de, aksi davranışta bulunması halinde yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçu oluşmaz. Bu durumda fail sadece kasten ya da taksirle işlediği suçtan veya koşulları oluştuğu takdirde TCK’nun 83. maddesindeki kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi ya da TCK’nun 88. maddesindeki kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi suçlarından sorumlu olur. (YCGK,-17.01.2017)

Gölde Boğulan Kişiye Yardım Etmemek

Müteveffa B.. A..’ün arkadaşlarıyla birlikte Köyceğiz gölü delta plajı mevkiinde bulunan sazlık bölgede göle girdikleri, tanıklar Ş.. Ö.., G.. Ç.., F.. A.. ve … yüzme bilmedikleri için sadece pantolonlarının paçalarını sıvayıp gölün içinde 2-3 metre ileriye doğru yürüyüp serinledikleri, mütevveffanın ise yüzme bildiğini söyleyerek üzerindeki kıyafetleri çıkartıp göle girdiği,

20-25 metre gölün içerisinde yürüdüğü ve yüzdüğü sırada çırpınmaya başladığı, sanıkların 50-60 metre mesafede tanık A.. S..’a ait içerisinde iki adet eski kürek, iki adet 3 metre uzunluğunda ağaç sırık olan, cankurtaran simidi bulunmayan, bakımsız, motoru kilitlenmiş, çamura batmış ve hareket etmesi mümkün olmayan teknede olta atarak balık tuttukları, tanıkların bağırarak arkadaşlarının boğulduğunu söyleyip yardım istedikleri, tanık Ş.. Ö..’in cep telefonuyla 112 acil servisi ve 155 polisi arayarak yardım istediği, olay yerine polis ve ambulans geldiğini gören sanıkların ise oradan ayrıldıkları olayda,

Sanıkların kendilerini ciddi bir tehlikeye atmadan yardımı gerçekleştiremeyecek olmaları, teknenin olay anında bulunduğu konumun sazlık ve dibinin bataklık ve çamur olması, ayrıca teknenin motorunun da kilitli bulunması göz önüne alındığında, eldeki uzun sopa ile müteveffanın bulunduğu yere yetişmelerinin aradaki mesafe nedeniyle mümkün bulunmaması, hal ve şartlara göre sanıkların ölene yardım etmelerinin beklenemeyecek olması,

Yine tanık Ş.. Ö..’in de cep telefonu ile ambulans ve polise haber vermesi nedeniyle sanıkların bildirim yükümlülüğünün ortadan kalkmış bulunması nedeniyle yerel mahkemece isabetli biçimde yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi suçu için beraat kararı verilmesi karşısında, Eylemlere ve yükletilen suça yönelik O Yer Cumhuriyet Savcısı’nın temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 25/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (Y4CD,-25.12.2015)

Ziyaretçi Yorumları

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.