Tutuklama, Ceza Muhakemesi Hukukunda, suçun soruşturulmasının muhafazası amacı ile öngörülmüş kişinin özgürlüğünün kısıtlandığı koruma tedbiridir. Geçici olması nedeni ile hüküm vermeden farklıdır. Doğrudan Anayasa’da düzenlenen Hürriyet Hakkı ile ilgili olması sebebi ile yakalama ve gözaltına alma tedbirlerinden farklı olarak ancak hakim kararı ile bir kişi tutuklanabilir. Önemle belirtmek gerekir ki yalnızca adli para cezasını gerektiren suçlarda, kanunda öngörülen hapis cezasının üst sınırının 2 yıl ve daha az olduğu suçlarda tutuklama kararı verilemez.
Sıkı şekil şartlarına bağlanan Tutuklama Kararı; yakalama ve gözaltına alınma işlemlerinin ardından şüphelinin serbest bırakılmasının imkan dahilinde olmadığı durumlarda başvurulan bir yoldur. Bu gerekçe işe ilgili hakimliğe sevk edilen şüpheli mutlaka bir Samsun Ceza Davası Avukatı ile görüşmeli, hem hakimlik sorgusunda hem de tutuklu kaldığı süre boyunca kendisinden yardım almalıdır. Zira kişi aleyhinde başlatılan soruşturmayı tüm bu süreç boyunca özgürlüğü kısıtlı olduğu için sağlıklı bir şekilde idare edemeyecektir.
Tutuklama Kararını Sulh Ceza Hakimliği Verir
Tutuklama Kararı; yakalama ve gözaltına alınma kararının aksine kolluk güçleri ya da Cumhuriyet Savcısı tarafından verilemez. Elbette kararın verilebilmesi için savcının talebine ihtiyaç olsa da karar Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilecektir. Karar verilmeden önce şüpheli, hakim önüne çıkarılarak sorguya alınır. Bu sorgu esnasında bir Samsun Ceza Avukatı da şüpheliye eşlik edecektir. Hakim, dosya kapsamında yer alan belgelerden ve şüpheli ve avukatının beyanları ile birlikte bir karar verir. Verilen karar savcının talebinin kabulü yönünde olursa şüpheli tutuklanarak cezaevine sevk edilir. Ancak karara yasal süresi içerisinde itiraz edilebilir. Eğer Sulh Ceza Hakimliğince şüphelinin Adli Kontrol Şartlı serbest bırakılmasına karar verilirse belirli günlerde karakolda imza atılarak süreç devam eder.
Tutuklama Nedenleri Nelerdir?
Bir kimsenin özgürlüğünün doğrudan kısıtlandığı durum olan Tutuklama, ancak belirli nedenlerin varlığı halinde mümkün olacaktır. Bu nedenler kanun koyucu tarafından doğrudan yasa maddesinde belirtilmiş ve keyfi kararların önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Ancak bazı suçların “katalog suçlar” olarak kabul edilmesi nedeniyle bu suçlardan yargılanan kimselerin doğrudan tutuklanmaları gibi olumsuz durumlar ile de karşılaşılmaktadır. Zira Uyuşturucu Ticareti, Kasten Adam Öldürme, Cinsel Saldırı, Hırsızlık Suçu, Silahla Kasten Yaralama, Çocuğun Cinsel İstismarı gibi suçlar kanunda yer edinmiş, bu suçların şüphelisinin tutuklanabileceği öngörülmüştür. Her ne kadar sayılan katalog suçların doğrudan bir tutuklama nedeni olmadığı kabul edilse de uygulamada diğer ölçütlere pek dikkat edilmediği görülmektedir.
- Şüphelinin Kaçma Tehlikesi: İşlendiği şüphesi bulunan suçta, şüphelinin kaçma riski bulunuyorsa Sulh Ceza Hakimliğince tutuklama kararı verilebilecektir. Bu tehlikeye karşı savunma yapılırken şüphelinin aile sahibi olması, sabit ikametgahının olması gibi savunmalar yapılabilir.
- Delillere Müdahale Tehlikesi: Yine şüphelinin serbest bırakılması durumunda somut olaya ilişkin delilleri karartma tehlikesi bulunuyorsa hakimlik tutuklama kararı verebilir. Ancak böyle bir nedenle tutuklanma durumunda tüm deliller toplandıktan sonra şüphelinin serbest bırakılması zaruridir.
Tutuklama Kararına İtiraz Edilmesi
Tutuklamaya İtiraz için kanunda 7 günlük bir süre öngörülmüştür. Yani Sulh Ceza Hakimliğinde tutuklama kararının verilmesinin ardından şüpheli, eşi, yasal temsilcisi ya da avukatı tarafından bir tutuklamaya itiraz dilekçesi yazılır ve sayıca bir sonraki hakimliğe verilir. Hakimliğin yapacağı değerlendirmeden çıkan karar kesindir ve ilave bir itiraz yolu, şekli bulunmamaktadır.
Kişi aleyhinde tutuklama kararı verilmesinin ardından her otuz günde bir olmak kaydı ile gözden geçirme yapılır. Gözden geçirme talebi Cumhuriyet Savcılığınca yapılır ve şüphelinin avukatının da beyanı alınarak tutuklama kararını veren mahkemece değerlendirme yapılır. Otuz günlük sürenin başlangıcı hakimliğin değerlendirme yaptığı tarihtir. Her halde şüphelinin tutukluluk süresi Asliye Ceza Mahkemelerinin yargı alanına giren suçlarda 1 yılı, Ağır Ceza Mahkemelerinin yargı alanına giren suçlarda 2 yılı geçemeyecektir.