Üvey Evlatlara Kötü Davranma Nedeniyle Boşanma Davası

05.08.2020
2.771
Üvey Evlatlara Kötü Davranma Nedeniyle Boşanma Davası

Üvey evlatlara kötü davranma nedeniyle Boşanma Davası açılabilmesi Türk Medeni Kanunu hükümleri ve emsal nitelikteki Yargıtay Kararları uyarınca mümkündür. Gerçekten de eşinin; önceki evliliğinden olan çocuklarına karşı şiddet içeren veya kaba olarak nitelendirilebilecek düzeyde davranışları bulunan erkeğin ya da kadının bu tür davranışları hususun mahkeme önüne taşınarak boşanma kararı verilmesine neden olabilir.

Gerçekten de Kanunun 338. Maddesinde yer alan Velayet Hakkına İlişkin düzenlemeler incelenecek olduğunda üvey ya da öz olduğu ayrımına gidilmeksizin her eşin çocuklara karşı onların menfaatleri doğrultusunda yardımda bulunma yükümlülüğü vardır. Bu yükümlülüğünü yerine getirmeyen eşlerin birbirlerine karşı açacak oldukları davada bir Samsun Boşanma Avukatı ile görüşülmesi faydalı olacaktır.

Üvey Çocuğa Kötü Muamele Nedeniyle Boşanma Davası

Eşinin eski evliliğinden olan çocuklarına karşı kötü muamele sergileyen ve kendi çocuklarına gösterdiği ilgiyi onlara göstermeyen eş hakkında Aile Mahkemelerinde boşanma davası açılabilir. Açılan dava Medeni Kanunda yer alan evlilik birliğinin temelden sarsılması olarak adlandırılan ilke çerçevesinde incelenir. Bu noktada önemli olan husus davacının iddiasını ispatlayabilmesidir.

Hali hazırda evli olduğu kimsenin çocuklarına karşı kötü muamele sergilediğini düşünen davacı bu olguyu tanıklarla ya da sözlü, yazılı deliller ile ispat edebilir. Eğer iddia edilen olgu ispat edilemez ise yargılamayı yapan hakim tarafından boşanmayı gerektirecek başka bir durum da olmadığı halde dava reddedilir. Bu nedenle açılacak dava sağlam olgulara dayandırılmalıdır.

Boşanma Davasında Davacı Eşin Davalı Eşi Affetmesi

Boşanma davasında iddia ettiği olgu gerçekleşmiş olsa da eğer davacı eş bu duruma uzunca bir süre ses çıkarmamış en azından hoşgörü ile karşılamış olması durumunda üvey evlatlara karşı kötü davranma nedeniyle Boşanma Davası hakim tarafından reddedilir. Gerçekten de hem hukuki görüş hem de Yargıtay’ın yerleşik uygulaması bu yöndedir. Emsal karar olarak Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2020/302 E. Ve 2020/1748 Sayılı kararı aşağıdaki gibidir.

“Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı karşılıklı boşanma davasında yerel mahkemece ispatlanamadığı gerekçesiyle asıl ve karşı davaların ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. Davacı-karşı davalı erkek tarafından asıl davanın reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince, davalı-karşı davacı kadının eşinin önceki evliliğinden olan çocuklarına iyi davranmadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Ancak, davacı-karşı davalı erkeğin tanıklarının ifadesinde geçen olaylardan sonra evlilik birliği devam ettiğine göre, davalı-karşı davacı kadına yüklenen kusurlu davranışın erkek tarafından affedildiğinin en azından hoşgörü ile karşılandığının kabulü gerekir.”

Üvey Evlatlara Karşı Kötü Davranma Nedeniyle Boşanma Davası Yargıtay Kararları


Üvey Babasıyla Yaşayan Çocuğun Velayeti

Tarafların müşterek çocuğu 2009 doğumlu … velayeti anneye bırakılmıştır. Velayet düzenlemesi yapılırken; göz önünde tutulması gereken temel ilke olan çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve sosyal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları; boşanmadaki kusurları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Dava öncesinde ve dava sırasında küçüğün baba yanında kaldığı, annenin çocuğa ilgisiz olduğu ve mahkemece de bu hususun davalı anneye kusur olarak yüklendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece uzman aracılığı ile yapılan incelemeler sırasında annenin çalışmadığı, Ağrı ilinde annesi, üvey babası ve üç üvey kardeşi ile yaşadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda babanın çocuğa daha uygun sosyal, ekonomik ve kültürel koşulları sağladığı ve velayetin babaya verilmesinin çocuğun yararına olduğu anlaşılmaktadır. Öyleyse tarafların müşterek çocuğun velayetinin davacı babaya verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. (2. HD 2014/17180 E. 2015/1887 K.)

Üvey Çocuğa Hakaret Edilmesi Nedeniyle Boşanma Davası

Eşinin ilk evliliğinden olan çocuğu evde istemeyen, üvey çocuğuna “Aptal, salak”, “Seni istemiyorum, sen bu evden git, sana anneannen baksın” diyerek çocuğu odaya kilitleyen, eşine karşı da “Bu bebeği aldıracağım senin gibi salaktan baba olmaz olsa da böyle çocuğu olur” diyen davacı-davalı kadın ile eşinin hamile olduğunu öğrendiğinde “Sen parçalanmış bir aileye çocuk yapıyorsun” diyen, eşinin akrabalarını ve eşini evden kovan davalı-davacı erkeğin eşit kusurlu olduğu kabul edilerek erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile çocuk ve kadın yararına hükmedilen nafaka miktarlarının fazla olması nedeniyle indirilmesine, tarafların tazminat taleplerine yönelik istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar vermiştir. Bölge adliye mahkemesince kadına kusur olarak yüklenilen eşinin ilk evliliğinden olan çocuğa hakaret etmesi ile davalı-karşı davacı erkeğe yönelik “Bu bebeği aldıracağım senin gibi salaktan baba olmaz, olsa da … gibi aptal çocuğu olur” vakıaları ispatlanmamıştır. İspatlanmayan vakıaların kadına kusur olarak yüklenilmesi mümkün değildir. Bölge adliye mahkemesince belirlenen gerçekleşen kusurlara göre boşanmaya sebep olan olaylarda, davalı-karşı davacı erkek, kadına nazaran daha fazla kusurludur. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olarak kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. (2. HD 2018/7411 E. 2019/5793 K. Sayılı ilamı)

Ziyaretçi Yorumları

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.