Uyuşturucu Maddenin Etkisi Altındayken Araç Kullanma

04.09.2025
35
Uyuşturucu Maddenin Etkisi Altındayken Araç Kullanma

Uyuşturucu Maddenin Etkisi Altındayken Araç Kullanma TCK m. 179/3 maddesinde düzenlemiştir. Bu suça ilişkin Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından verilen beraat kararlarını ve bu kararların bozulduğu durumları bu makalede yer almaktadır. İnceleme, özellikle delillerin niteliği, yeterliliği, hukuka uygunluğu ve suçun manevi unsurunun ispatı konularında mahkemelerin benimsediği yaklaşımları ortaya koymayı amaçlamaktadır. Makale, beraat kararlarının dayandığı temel gerekçeleri, mahkumiyet için aranan standartları ve “şüpheden sanık yararlanır” ilkesinin uygulanma biçimini ilgili yargı kararları ışığında detaylandırmaktadır.

Uyuşturucu Maddenin Etkisi Altındayken Araç Kullanma Beraat Kriterleri

Yapılan incelemeler neticesinde, uyuşturucu maddenin etkisi altındayken araç kullanma suçuna ilişkin beraat kararlarının temel olarak aşağıdaki gerekçelere dayandığı tespit edilmiştir:

  1. Güvenli Sürüş Yeteneğinin Kaybedildiğinin Somut Delillerle İspatlanamaması: Yargı kararlarında en sık vurgulanan Uyuşturucu Maddenin Etkisi Altındayken Araç Kullanma beraat gerekçesi budur. Sadece sanığın kanında veya idrarında uyuşturucu madde metabolitine rastlanması, suçun oluşumu için yeterli görülmemektedir. Mahkemeler, uyuşturucu kullanımının sanığın “emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare etme” yeteneğini ortadan kaldırdığının somut, objektif ve bilimsel delillerle (detaylı adli tıp raporu, nörolojik ve oftalmolojik muayene bulguları vb.) ispatlanmasını aramaktadır.
  2. Delil Yetersizliği ve “Şüpheden Sanık Yararlanır” İlkesi: Güvenli sürüş yeteneğinin kaybedildiğine dair yeterli delil sunulamadığı durumlarda, mahkemeler “şüpheden sanık yararlanır” (in dubio pro reo) ilkesini uygulayarak beraat kararı vermektedir. Özellikle sadece idrar tahliline dayanan veya sanığın dışa yansıyan bariz bir sürüş kusurunun tespit edilemediği hallerde bu ilke öne çıkmaktadır.
  3. Hukuka Aykırı Delil Elde Edilmesi: Delil toplama sürecindeki usuli eksiklikler, beraat kararlarına yol açabilmektedir. Özellikle Cumhuriyet savcısı kararıyla alınan ancak sonrasında hâkim onayına sunulmayan vücut örneklerinden (idrar, kan) elde edilen deliller, hukuka aykırı kabul edilmekte ve hükme esas alınamamaktadır.
  4. Suçun Maddi Unsurunun Oluşmaması: Sanığın uyuşturucu madde kullanmış olsa dahi, olay anında araç kullandığına dair şüpheye yer vermeyecek kesin bir delil bulunamaması durumunda, suçun maddi unsuru oluşmadığından beraat kararı verilmektedir.

Uyuşturucu Maddenin Etkisi Altındayken Araç Kullanma Mahkeme İncelemesi

Güvenli Sürüş Yeteneğinin Kaybı ve İspat Külfeti

Yargı kararlarında en belirgin ayrım, uyuşturucu madde kullanımının tespiti ile bu kullanımın güvenli sürüş yeteneğini ortadan kaldırdığının ispatı arasında yapılmaktadır. Yargıtay 4. Ceza Dairesi, bu ayrımı net bir şekilde ortaya koymuştur:

“Alkol ve Uyuşturucu Maddenin Etkisi Altındayken Araç Kullanma bu suçun oluşması için yeterli olmayıp, kişinin bu halde emniyetli şekilde araç kullanamayacağını bilerek araç kullanması gerekmektedir. Kişinin emniyetli şekilde araç kullanamayacak durumda olduğunun her somut olayda belirlenmesi zorunludur.” (Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 2016/13146 E., 2020/10189 K.)

Bu ilkenin bir yansıması olarak Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, sadece idrar tahliline dayanılarak verilen mahkumiyet kararını bozmuş ve sanığın beraatine hükmetmiştir. Kararda, sanığın sürüş ehliyetini etkileyebilecek dikkat, algı, denge, refleks gibi nörolojik ve oftalmolojik muayenelerinin yapılmamış olması ve kan örneği alınarak uyuşturucu maddenin kandaki seviyesinin belirlenmemesi, suçun sübut bulmadığına dair temel gerekçe olarak gösterilmiştir. Mahkeme, bu eksiklikler karşısında “şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince, sanığın üzerine atılı suçun sübut bulmadığı” sonucuna varmıştır (Kayseri BAM 3. CD, 2020/334 E., 2020/760 K.).

Buna karşılık, Uyuşturucu Maddenin Etkisi Altındayken Araç Kullanma beraat kararlarının bozulduğu hallerde, uyuşturucu kullanımını gösteren rapora ek olarak sanığın davranışlarını içeren somut olguların varlığı dikkat çekmektedir. Örneğin, trafik ekiplerinden kaçmaya çalışma, kaza yapma veya üzerinde uyuşturucu madde ile yakalanma gibi ek delillerin varlığı, mahkemeler tarafından suçun oluştuğuna dair yeterli kanıt olarak kabul edilebilmektedir (Yargıtay 12. CD, 2022/2789 E., 2022/10932 K.; Yargıtay 12. CD, 2019/6689 E., 2020/1820 K.).

TCK 179/3 Kapsamında Delillerin Değerlendirilmesi

Delillerin toplanma usulü, yargılamanın sonucunu doğrudan etkileyen kritik bir faktördür. Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin bir kararında, sanıktan alınan idrar örneğine ilişkin Cumhuriyet savcısı kararının CMK m. 75 uyarınca Sulh Ceza Hâkimliğinin onayına sunulmaması, elde edilen delili hukuka aykırı hale getirmiştir. Yargıtay bu durumu şu şekilde ifade etmiştir:

“Cumhuriyet savcısı tarafından delil elde etmek amacıyla gecikmesinde sakınca bulunan hal kapsamında sanığın idrar örneğinin alınmasına yönelik verilen kararın Sulh Ceza Hakimliğinin onayına hiç sunulmadığı anlaşıldığından, hukuka uygun elde edilmeyen bu delilinsanığın mahkumiyetine esas alınamayacağı…” (Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 2021/1748 E., 2021/8593 K.)

Bu karar, delil ne kadar güçlü olursa olsun, elde edilme sürecindeki hukuka aykırılıkların delilin hükme esas alınmasını engelleyeceğini ve beraat sonucunu doğurabileceğini göstermektedir.

Madde Etkisi Altındayken Araç Kullanma Suçunun Unsurları

Beraat kararlarının bir diğer dayanağı ise suçun unsurlarının tam olarak gerçekleşmemesidir. Yargıtay 10. Ceza Dairesi’nin bir kararında, sanığın uyuşturucu madde kullandığı tespit edilse de, “olay sırasında araç kullandığına ilişkin bir tespit bulunmadığı” gerekçesiyle TCK m. 179/3’te düzenlenen suçun unsurlarının oluşmadığına ve sanığın beraat etmesi gerektiğine hükmedilmiştir (Yargıtay 10. CD, 2019/5796 E., 2020/3107 K.).

Benzer şekilde, sanığın kanında veya idrarında tespit edilen maddenin yasal olarak uyuşturucu veya uyarıcı madde sınıfına girmemesi de Uyuşturucu Maddenin Etkisi Altındayken Araç Kullanma beraat nedenidir. Yargıtay 10. Ceza Dairesi, sanığın kanında tespit edilen “pregabalin” adlı etken maddenin uyuşturucu madde olarak kabul edilmemesi nedeniyle, bu maddenin kullanılmasının suç oluşturmayacağına karar vererek mahkumiyet hükmünü bozmuş ve sanığın beraatine hükmetmiştir (Yargıtay 10. CD, 2023/13343 E., 2024/19525 K.).

Uyuşturucu Maddenin Etkisi Altındayken Araç Kullanma suçuna ilişkin yargı kararları incelendiğinde, mahkemelerin mahkumiyet kararı verebilmek için yüksek bir ispat standardı aradığı görülmektedir. Sadece vücutta uyuşturucu madde varlığının tespiti yeterli görülmemekte; bu maddenin kişinin güvenli sürüş yeteneğini ortadan kaldırdığının her türlü şüpheden uzak, somut ve bilimsel delillerle kanıtlanması gerekmektedir. Delil zincirindeki en ufak bir şüphe veya eksiklik, “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi uyarınca sanık lehine yorumlanarak Uyuşturucu Maddenin Etkisi Altındayken Araç Kullanma beraat kararlarına yol açmaktadır. Ayrıca, delillerin toplanması sırasında usul kurallarına titizlikle uyulması, yargılamanın sıhhati açısından zorunlu olup, hukuka aykırı delillerin hükme esas alınmaması da önemli bir beraat gerekçesi olarak öne çıkmaktadır.

Yargıtay Kararlarında Beraat Gerekçeleri

Yargıtay, “Sanığın Uyuşturucu Maddenin Etkisi Altındayken Araç Kullanma suçunu işlediğinden bahisle mahkûmiyetine dair karar verilmiş ise de; somut olayda araç içerisinde yer alan sanığın arkadaşı A.’in üzerinden uyuşturucu madde tespit edildiği, sanığın olaydan 3 gün önce uyuşturucu madde kullandığını beyan ettiği, idrar raporunda uyuşturucu etken maddelerinin tespit edildiği, sadece bu hususların sanığın uyuşturucu maddenin etkisi altındayken araç kullandığına dayanak olamayacağı, söz konusu maddelerin etkisi altındayken araç kullanıldığına dair bir gerekçeye yer verilmesi gerektiği, 5237 Sayılı Kanun’un 179. maddesinde yer alan trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun unsurlarının bu haliyle olayda mevcut olmadığı gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle … kararın CMK’nın 309. maddesi uyarınca Bozulmasina …” karar vermiştir.”

Yargıtay; trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçuna ilişkin talepnamenin kabulü üzerine mahkûmiyete karar verilen bir olayda, yalnızca dosyada yer alan hususların şüphelinin uyuşturucu maddenin etkisi altındayken araç kullandığına dayanak olamayacağı ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun unsurlarının bu haliyle olayda mevcut olmadığı gerekçeleriyle, … bozmaya karar vermiştir.

Ziyaretçi Yorumları

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.